Trump, Erdoğan’a gülücük verdi karşılığında milyarlar aldı
G 20 zirvesinden dönen Erdoğan, kendisini ve ekibini, her fırsatta aşağıladığı sinema oyuncularından üstün gören Trump’la yaptığı görüşmeden çok memnun olduğunu açıkladı.
Artık yeni bir konu çıkana kadar günlerce ekranlarda konuşmalar yayınlanıyor, sözde uzmanlar açıklama yapıyor, toplantılar, yorumlar, kısaca büyük bir destek kampanyası sürüyor. Hatta dolar düştü, daha geçen hafta yapılan elektrik, şeker ve benzin zammına rağmen güya enflasyon düştü. Sanki ekenomi Trump’un iki dudağı arasındaymış gibi ama bundan bahsetmiyoruz elbette.
Erdoğan, Trump’un yaptırım uygulamayacağını “hissettiğini” de açıkladı. Yani her şey çok daha güzel.
Buna rağmen her işkolunda patronların talepleri bitmiyor; çok övülen enerji patronları, sağlam denilen banka sahipleri, en büyükler denilen beyaz eşya üreticileri, ihracat rekortmen ilan edilen otomotiv sanayi, dünyaya açıldılar denen mobilya üreticileri ve diğerleri.
Bu durumun siyasi yansıması olara hem AKP’nin içi ve dışı kaynıyor hem de muhalefet partilerinin eleştirileri daha saldırgan oldu.
Aslında değişen bir şey yok. Ne ABD ile ilişkilerde ne Akdeniz’deki sorunda ne de Rusya ile ilişkilerde. Trump, hem Ortadoğu’daki çıkarları gereği hem de yeniden seçilmek için Erdoğan’a gösterdği bir kaç avuntuyla Türkiye’yi elde tutan lider olmaya devam ediyor. Dünyada ABD ve Rusya kıyasıya çekişiyor, Türkiye her ikisinin de “staratejik ortağı” ilan ediliyor. Kargalar bile güler buna.
Rusya’dan alınan S400 savunma sistemi için 20 milyor dolar ödeneceği açıklanmıştı. Trump, Erdoğan’dan bu miktarı aşan sipariş söz aldı. F35 savaş uçaklarını, Obama’nın satmadığı Patroit füzelerini alacak. Ancak dahası var; Boing uçağı alacak. THY kısa süre önce 32 Boing uçağı aldı fakat ortaya çıkan yazılım yanlışı nedeniyle hepsi yatıyor. ABD’li Boing şirketi bundan çok zarar etti, Türkiye’nin 120 civarında olacağı söylenen yeni siparişi, ABD’li patronlar için çok iyi olacak.
İşçi sınıfının ağır çalışma şartlarında ürettiği zenginlik, önümüzdeki en az 20 yıl boyunca ABD’li ve Rus silah şirketlerinin kasalarına akacak. Türkiye silah dolu bir ülke olacak. İşte Trump, Erdoğan’a böylece gülücük gösterdi; Putin’de aynı şekilde sırtını sıvazlıyor.
Erdoğan ve partisi, tıpkı ABD başta olmak üzere emperyalist devlet yöneticilerinin aynısını yapmaktan başka bir siyasetleri yok. Nasıl ABD kendini dayatıyor, Erdoğan da ısrar ettiğinde, gerçekleşeceğini, bunun siyaset olduğunu zannediyor. Rusya’dan S400 hava savunma sistemi alınmasında ısrar edildi, ödenecek bedel, zararı ne oldu hiç umurlarında değil. Çünkü kendileri ödemeyecek. Böyle bir tavır, doğru siyaset ve kararlılık olarak yansıtılıyor, oysa çaresizliğin bir sonucu.
Erdoğan, Fransa cumhurbaşkanına “senin Akdeniz’de ne işin var” dedim diyerek övünüyor ama Trump’a “senin Hürmüz Boğazı’nda ne işin var” diyemiyor.
Bu günkü durum biraz da AKP hükümetlerinin, Suriye’de izledikleri yanlış siyaset sonucunda, Rusya’ya mecbur duruma düşmesinden.
Erdoğan, sıkıştığı her durumda sanki zengin bir ülke yönetiyormuş gibi para saçarak ya da askeri işe koşarak, sorunu gidermeye çalışıyor. Marks, diğer ülkelerle ilişkilerin komşularla ilişkiler gibi ele alınması gerektiğini söyledi. Bu açıdan baktığımızda Erdoğan’ın iktidarındaki Türkiye, hiçkimsenin istemeyeceği; sürekli tehdid savuran ama zoru görünce boyun büken bir komşu. (03.07.19)