Ergenekon davasında mutlu son
12 yıl süren 235 sanıklı Ergenekon davası, tüm sanıkların beraatiyle sonuçlandı. Ancak başta Ergenekon savcısı Zekeriya Öz olmak üzere, tüm savcı ve yargıçları ya firari ya da FETÖ’den hapiste.
Ergenekon yargılaması için 20’den fazla dava birleştirildi; 17 bin sayfa iddianame yazıldı; 100 binden fazla telefon izlendi; 60 bin telefon denlendi; 3 bin kişi takip edildi; 1.360 kişinin ifadesi alındı; 588 kişi tutuklandı; 44 kişi gizli tanık oldu.
Bir çok üst düzey ordu mensubu; gazeteci; öğretim görevlisi işinden atıldı, yargılandı, aşağılandı, darbecilikle suçlandı; 7 sanık ifade bile veremeden öldü; 7 sanık kansere yakalandı.
Uzun yıllar boyunca yargı sistemi ve polis, bu insanları suçlu göstermek için çalıştı. Cezaevleri, hastaneler, laboratuvarlar, bu amaçla kullanıldı. Medya çalışanları binlerce saatlik programlar yaptı. Siyasiler saatler boyu konuştu. Erdoğan, eleştiriler karşısında, meydanlarda Zekeri Öz’ün savunuculuğunu yaptı. Böylesi destekle güçlenen FETÖ’cüler 15 temmuz’da darbe yapmaya kalaktılar. Devletin olanakları, çalışanları, bu yıllar boyunca boş yere kullanıldı. Bu arada gerçek sorunlar hep arka plana atıldı; mahkemelerde binlerce dosya, karakollarda çözülmeyen birlerce olay birikti.
Aslında tüm bunlar, yanlışlık ya da FETÖ’cülerin komplosu değildi. AKP iktidarı, burjuvazinin de desteğiyle, siyasette ve bu yolla ekonomide fazla etkin olan orduyu yönetimini geriletmeye çaışıyordu. FETÖ’cüler, bunda gönüllü oldu. Sonuçta Ergenekon davası, başarılı oldu. Artık siyasiler, generallerin ne dediğine bakmıyor, tersine generaller siyasilerin ne dediğine bakıyor.
Elbette devletin olanaklarının heba edilmesi, çalışanların yozlaştırılması, kuralların keyfileştirilmesi gibi Ergenekon sürecinin yozlaştırıcı etkileri kimsenini umurunda değil. Hatta 15 temmuz darbe girişiminin sonuçları bile AKP’nin hiç umuruda değil. Çünkü bizzat yaptığını FETÖ’ye yıkıp sorumluluktan kolayca sıyrıldı. (03.07.19)
