Savaşın feci sonuçları
Yemen’in eski diktatörü Ali Abdullah Salih 4 aralıkta, Husi milisleriyle olan ittifakını bozmasının hemen ardından katledildi. Husilerle 2015’te Suudi Arabistan’a karşı ittifak yapmıştı. İki eski düşmanı bir araya getiren bu ittifak, çok kırılgandı.
Salih, 2000’li yıllarda iktidardayken Husilere karşı birkaç savaş yapmıştı; 10 bine yakınını katledip 200 binden fazlasını evlerini terk etmeye zorlamıştı. Salih, 2 aralıkta başkent halkını, Husilere karşı ayaklanmaya çağırıp Suudi Arabistan saflarına geçmişti. Ancak Salih’ın ölümü, mart 2015’ten bu yana, savaşın bataklığına saplanmış olan Suudi Arabistan’ın bataktan çıkışının kapısı kapatmış oldu.
Suudi Arabistan’ın yürüttüğü savaş…
2011’deki “Arap Baharı” eylemlerinden sonra, Suudi Arabistan ile ABD, Salih’i iktidardan uzaklaştırıp yerine eski rejimin iki numaralı ismi Mansur Hadi’yi başa getirerek yangını söndürmeye çalıştı. En nihayet Başkan Salih koltuğunu, başkan yardımcısı olan Hadi’ye devretmeye ikna oldu ve iktidarı şubat 2012’de devretti. Yeni iktidar, ezmeye çalıştığı Husilerin ayaklanması sonucu istikrarsızlaştı. Husi milisleri, önce ülkenin kuzeyini ele geçirdi, ardından Başkent Sana’ya yürüyüp eski başkan Salih’e bağlı ordunun bir kısmıyla anlaşıp Hadi’yi, Suudi Arabistan’a kaçmayı zorladı.
Suudi rejimi ise Mısır, Sudan, Fas, Ürdün, Katar, Birleşik Arap Birlikleri, Bahreyn ve Kuveyt’i yanına alarak bir koalisyon oluşturdu ve “Fırtına” adıyla askeri operasyon düzenledi. Hadi’nin iktidarını yeniden başa getirip Husi milisleri, kentlerden uzaklaştırıp geldikleri Sana bölgesine sürmek istediler.
…Emperyalist ülkelerin desteğiyle oldu
Bu savaş projesi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin onayladığı 2216 numaralı kararı ile uluslar arası bir destek aldı. İngiltere, Fransa ve ABD koalisyona silah ve gerekli askeri bilgileri verdi.
Kasım sonunda İngiliz The Daily Mail gazetesi, İngiliz askeri güçlerin, bir Sudan askeri birliğine gizlice “savaş kuralları dışında” askeri eğitim verdiğini yayınladı. Bu haber, ABD, İngiltere ve Fransa gibi emperyalist güçlerin, Suudi Arabistan’a verdiği desteği açıkça ortaya koydu. Suudi Arabistan, her hafta Yemen’in hem askeri hem de sivil altyapısını, hastaneleri ve okulları bombalıyor, sözde yasak olan parça tesirli bombaları bile kullanıyor.
Suudi Arabistan prensi Muhammed Bin Salman, siyasetini halkı çıkarabilmek için aylardan beri papağan gibi Husilerin, büyük rakibi olan, İran tarafından satın alındığını anlatıyor. Kasım başında Husi bölgesinden Suudi Arabistan’a atılan bir füzenin ardından, Suudi Arabistan hiçbir delil göstermeden, bombanın İran yapımı olduğunu iddia ederek Yemen’e ambargo uygulamaya başladı.
Suudi Arabistan bölgede hakimiyetini dayatabilmek için Yemen halkına büyük bedel ödetiyor. Trump ise Suudilere yardım edip cesaretlendiriyor. Bu savaşın sürmesi, Yemen devletini yok ediyor, altyapının tahribi durumu daha da feci kılıyor. Savaş ekonomisi ve ona bağlı olarak ortaya çıkan karaborsa, savaş ağaları, milislerin kitleler üzerindeki baskısı, yıkım, kitlelerin acılarını arttırıyor.
Feci sonuçlar
Yemen savaşının başından bu yana 10 bin sivil öldü, yaralı çok, 2.8 milyon insan evini terk etmek zorunda kaldı. Birleşmiş Milletler’in 4 aralıkta verdiği rakamlara göre 28 milyon Yemenlinin 8.4 milyonu açlık seviyesinde yaşıyor. Buna kolera salgınını eklemek gerek. En çok etkilenenler çocuklar. Unicef’in Ortadoğu ve Kuzey Afrika genel müdürü Geert Cappelarere “yapılan tahminlere göre Yemen’de her 10 dakikada bir çocuk ölüyor. Bu ölümleri engellemek mümkün” dedi.
Birleşmiş Milletler, 5 aralıkta yaptığı yeni bir duyuru ile insanlık adına savaşa son verilmesi çağrısı yaptı. Tam aksine Suudi Arabistan’ın isyan bölgelerini bombalama ve ambargoyu arttırma olasılığı daha kuvvetli.
Emperyalizm ve onun jandarması Suudi yönetimi, Irak ve Suriye’nin ardından başka bir ülkeyi de yok ediyor. LO (08.12.17)