OHAL ve KHK’lere rağmen emekçiler haklarını savunmaya çalışıyor
Doların ve avronun değer kaybetmesi, ekonomik krizin etkilerinin artması, işçi sınıfının yaşam ve çalışma şartlarını feci etkiliyor. AKP hükümeti ve patronlar, işçi sınıfının tepkilerini önlemek için hem OHAL’i hem de KHK’leri kullanarak işçi sınıfını felç etmek istiyorlar. Hatta mevcut grev olanaklarını bile kaldırmak için yasalar çıkarıyorlar. Örneğin 678 sayılı KHK’nin 35’inci maddesi, 6356 sayılı sendikalar ve TİS maddesini şöyle değiştiriyor: “Karar verilmiş veya başlanmış olan bir grev veya lokavt, genel sağlığı veya milli güvenliği etkilerse… 60 gün süreli ertelenebilir…” Yani özcesi, hükümet bu kararı öne çıkararak keyfi bir şekilde herhangi bir grevi yasaklayabilir.
Büyük medya, mücadele ve tepkilerinden özellikle söz etmese de işçi sınıfı tüm engellere ve zor şartlara rağmen mücadele etmeye devam ediyor. Bunlar arasında İzmir’de banliyö taşımacılığı yapan İZBAN grevi, metal sektöründeki ERDEMİR, B/S/H; ABB Elektrik; Schneider Elektrik; General Elektrik eylemleri var.
İZBAN grevi
İZBAN’da çalışan 304 işçi, haklı olarak İzmir Belediyesi’nin toplu sözleşme şartlarını kabul etmeyip 8 Kasım’da greve çıktı. 14 Kasım’a kadar süren grev; hem diğer emekçilerin hem de ulaşımda yaşanan tüm zorluklara rağmen İzmir halkının ve TCDD çalışanlarının desteğini aldı. Ankara’da, İzmir Belediye Başkanı, Demiryol-İş Başkanı ve Ulaştırma Bakanı’nın katılımı ile yapılan sözleşme sonucunda işçiler bazı haklar aldı: Birinci yıl için %15 ücret zammı alındı; ikramiye 60’tan 75 güne çıkarıldı.
Bu grev, günlerce İzmir ulaşımını felç etti ve İZBAN’ın zararı, işçilerin istediği zamdan kat kat büyük oldu. Örneğin işçilerin istediği toplam zam bedeli 650 bin lira civarında idi, ama sadece 6 grev gününden İZBAN’ın zararı 1 milyon 270 bin lirayı geçiyor. Yani İzmir Belediyesi, işçilerin haklarını vereceğine zarar etmeyi tercih etti!
Grevin başarılı olması ve halkın grevci işçileri desteklemesi işçilere moral verdi ve daha önce hiçbir eyleme katılmamış bir işçi bunu şöyle özetledi: “Toplu olarak eylem yapıldığında ses getirdiğini; haklarımızı elde edebileceğimizi, kısacası gücümüzü gördük. İnsanlar birlikte hareket ettiğinde kazandığı gücün farkına vardı. Neler olabileceğini gördü.”
Metal sektöründeki TİS ve eylemler
Üç yıllık toplu sözleşmenin dayatıldığı bazı fabrikalarda, önerilerin çok yetersiz olması nedeniyle tepkiler başladı. Bunlar arasında öne çıkanlar; ERDEMİR ve 2.200 işçiyi ilgilendiren EMİS (Elektronik Metal İşverenleri Sendikası) ile Birleşik Metal arasındaki görüşmeler.
Bu toplu sözleşmelerle patronlar, kazanılmış haklara karşı saldırılar planladı. İşçiler için ücret kayıpları, çalışma şartlarının daha da kötüleşmesi ve iş güvencesinin yok olması söz konusu. İşçiler, buna karşı gelerek ücret kayıplarının giderilmesini, ağır çalışma şartlarının düzeltilmesini ve tüm işçilerin kadroya alınarak iş güvencesinin sağlanmasını istiyor.
Bu tepkiler arasında 3 binden fazla ERDEMİR işçisinin paydosta yaptığı protesto eylemi var. İşçiler, ailelerinin de katıldığı eylemde “işveren şaşırma, sabrımızı taşırma” ve “işçiyiz, haklıyız, kazanacağız” gibi sloganlar attı.
Haklı olarak diğer fabrikalarda da işçi tepkileri devam ediyor. AKP hükümetinin grevleri yasaklamak istemesi boşuna değil! Evet, işçi sınıfı üretimden gelen gücünü kullanınca, karşısında hiçbir engel duramaz. (01.12.2016)