Sınırlar açılsın!
22 ocakta sol örgütlerinin çağrısyla Yunanistan ve Türkiye’den gelen bine yakın militan iki ülke arasındaki sınır tellerinin kalkması için ellerinde “Sınırlar açılsın, Ege denizindeki boğulmalar yeter artık” yazan dövizlerle eylem yaptı.
Sınır Meriç nehri ama yaklaşık 12 km’lik bölümü karada. 2012’de bu sınır boyunca tel örgü çekildi ve sürekli askeri gözetim başladı; göçmenler, Ege denizini kullanmak zorunda kaldı ve boğulmalar başladı. Yürüyüşten bir gün önce, 21 ocakta da, 46 kişi boğuldu.
Schengen sınırının ucu olan Yunanistan’a gelmeyi başaranlara, Yunan halkı ve dernekler yardımcı oluyor. Diğer yanda sayısız resmi engel ve hiç çekinmeden şiddet uygulayan polis var ve de göçmenler, insanlık dışı konaklama şartları ile karşı karşıya. Bir de onlara kapalı olan Balkan sınırları var. Örneğin 2 bin 500 kişi, kışın dondurucu soğuğunda, Makedonya sınırındaki bir kampta sıkışıp kaldı.
Yunan hükümeti de sıkıştı. Zengin Avrupa Birliği ülkeleri, Yunanistan’a baskı yapıyor ve göçmen sorununu tek başına çözmesini, göçmenleri kalburdan geçirerek sadece bir kısmını Avrupa’ya, çoğunluğunu da geri göndermesini istiyor. Bu hem iğrenç hem de olanaksız.
2015’te bir milyon göçmen Yunanistan üzerinden Avrupa’ya geçti; kış koşulları bile durduramadı. Ülkelerindeki savaş nedeniyle göç eden bu kadın ve erkekleri, hiçbir güç engelleyemez. Tek çözüm, yürüyüşe katılanların haykırdığı gibi “sınırların açılması” ve hatta tamamen kaldırılması. LO (29.01.16)