Kadına yönelik şiddete devlet teşviki
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele gününde, biri 18 yaşında iki kadın, kocaları tarafından öldürüldü. Düzenin kendisi ve son dönemde AKP’nin kadın karşıtı politikaları bu şiddeti besliyor: Aile yapısının yüceltilmesi, kürtajın yasaklanması, kadın istihdam paketi, polis şiddeti ve tecavüzleri. Kadınların çoğu güvencesiz ve düşük ücretle çalıştırılıyor, evde koca veya baba şiddete maruz kalıyor ve sığınma evlerine başvurduklarında yetersiz kontenjan olduğundan ya kabul edilmiyor ya da insani olmayan şartlar içinde barınıyor.
İzmir’de yetkililer sığınma evlerine "başvuru patlaması" yaşandığını açıkladı. Nüfusu 50 bini geçen ilçelerde sığınma evi açma zorunluluğu olmasına rağmen çoğu ilçede uygulanmıyor. Kadınların hepsi bu evlerden faydalanamıyor ve sözde barıştırılarak, aileye yerleştirerek veya iş bularak sorunu çözmeyi deniyorlar.
Kadınların sadece 3 ay boyunca sığınma evinden faydalanma hakkı var. Üsküdar Belediyesi, 9 kadın ve 9 çocuk olmak üzere 18 kişi kabul ediyor ve kadınlar çocuklarıyla birlikte yatırılıyor ve sayı 50’yi bulabiliyor. Koca dayağından kaçmak için devlete sığınan kadınlar, kısa bir süre için şiddetten kurtulmuş olsa da insani hayat şartlarına kavuşmuyor. Genellikle ilk okul terk veya ortaokul mezunu olan kadınlar, güvencesiz, düşük ücretli ve uzun saatleri olan işlerde çalışıyor. Bu nedenle çocuklarını kreşe yazdıramıyor. İşçi kadınlara çok az yardım verilirken İstanbul’un en lüks semtleri arasında olan Ataköy’de ücretsiz kreşler açılıyor.
Hükümetin Özel İstihdam Büroları, kadınların evde çalışmasının yani bir yandan çocuklarıyla ilgilenme, bir yandan patrona hizmet etme ve bir yandan ev işlerini yapma zorunluluğunun yolunu açıyor. Bu da kadına yönelik şiddeti tırmandıracak, çünkü kadınlar en çok aynı evde yaşadıkları ailelerinden şiddet görüyor, öldürülüyor.
İkinci sınıf insan olarak görülen kadınlar, yasalarda var olan adalet ve korunmadan faydalanamıyor. Kocasının şiddeti ve tehdidine maruz kalan Muhterem Göçmen için polis korunma kararı alınmasına rağmen “bütün polisler Gezi’de” bahane edilerek korunmadı. Olaydan sekiz gün sonra kocası onu defalarca bıçaklayarak öldürdü. Yanında çalışan 4 kadına taciz eden Milli Eğitim Müdürü Şeref Çalışır ise hapis cezası paraya çevrildi ve serbest bırakıldı.
Bu düzen, kadınlara kölelikten başka bir şey sunmuyor .Kadın emeğinin sömürüsüne son vermeliyiz. Kapitalizmi yıkana, kadın-erkek eşitliğini sağlayana kadar durmak yok. (28.11.13)