Sinif Mucadelesi

Çözüm süreci, seçim sürecine dönüyor

Çarşamba 6 Kasım 2013

Seçimin yaklaşmasıyla birlikte çözüm sürecine ilişkin karşılıkla tartışmalar arttı.

Kürt hareketinin talepleri en başından beri aynıydı. En öne çıkanları seçim barajında düzenleme yapılması, Kürt siyasetçilerin siyaset yapmalarının önündeki engellerin kaldırılması, ana dilde eğitim ve Abdullah Öcalan’ın dışarısı ile daha rahat bağlantı kurması yani tecridinin kaldırılmasıydı.

Bu talepler hükümetin Öcalan ile görüşmeye başladığı günlerde de aynıydı. Yani hükümet aslında bu talepleri müzakere etmeyi baştan kabul etmişti. Hiçbir talep karşılanmadığı gibi ucuz oyalama taktikleri kullanılıyor.

AKP hükümeti, iktidar olduğu ilk günden bu yana Kürt sorunu ile ilgili olarak çok şey yapıyormuş gibi gösterdi kendini. Bizzat başbakanın Van’da da tekrarladığı “tek devlet, tek millet, tek bayrak” lafları, sözde eleştirdiği Kemalist siyasetine ait.

Hükümetin bu siyaseti Türk burjuvazisin önemli bir kesiminin çıkarları ile çelişiyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki pazar alanlarını yitiren burjuvazinin elinde bir tek Irak kaldı. Türk burjuvazisi, petrol yönünden zengin olan Irak Kürdistanında başta petrol ve inşaat sektörü olmak üzere hemen her alanda iş yapıyor ve bu bölgede çok önemli bağları var. Buradaki ucuz işgücünden faydalanıyor ve bu faydanın da istikrarlı bir şekilde devam etmesini istiyor. Bu nedenle de AKP hükümetinden bu meseleyi çözmesini istiyor.

AKP hükümetinin ve tabii Tayyip Erdoğan’ın başka planları da var. Bilindiği gibi önümüzdeki üç yıl boyunca seçimler olacak. Yani hükümet bu süreyi PKK ile savaşmadan geçirmek istiyor. Bunun için de uyguladığı siyaset Kürt sorununu çözüyormuş gibi görünmek ama aslında oyalamak. Bu siyasetin arkasında yatan asıl amaçsa, Kürt hareketine mümkün olan en az payı, Kürt kitlelerine mümkün olan en az hakları vermek.

Nitekim başbakan, açılış için gittiği Van’ın ilçelerinde, güya halkla konuştu. Etrafındaki koruma çemberi nedeniyle uzaktan bağıran halk, ısrarla hastane istedi. Ama başbakandan aldıkları tek cevap BDP’li belediyenin çöpleri toplamadığı, sokakları temizlemediği oldu. Depremin yaralarını saramayan, en çaresizlerin deprem konteynerden atılmaya çalışıldığı bu günlerde Vanlıların dertleri fazla umurunda değildi, partisine açılışlarla oy istedi.

Şu bir gerçek ki AKP hükümeti, iktidara geldiğinde Kemalist zihniyetini devirmek için arkasına büyük bir rüzgar aldı ve bu rüzgarı çok iyi kullandı. Bu süre içinde de Kemalist bürokrasiyi yerle bir etti ve kendi demokrasi anlayışı ya da demokrasi anlayışının olmadığı ayan beyan ortaya çıktı. Durum böyle olunca da AKP’ye “demokratik” etiketi takan medyaya güvenenler şimdi buna şüpheyle bakamaya başladılar, yani kralın çıplak olduğu artık çok rahat fark ediliyor.

AKP’nin bu tavrı, sadece Kürt kitlelere ya da Kürt siyasetçilere yönelik de değil. AKP karşısında hak isteyen herkes aynı siyasete maruz kaldı, terörist ilan edildi. Bu nedenle AKP’yi ve burjuva zihniyeti taşıyan siyasetleri geriletmenin tek yolu Kürt ve Türk emekçilerin birlikte, kendi sınıf çıkarları etrafındaki mücadelesinden geçiyor. Biz devrimciler, Kürt halkının kendi dilini konuşma, siyaset yapma ve tüm demokratik taleplerini destekliyoruz. (27.10.13)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2013  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 185 - 1 Kasım 2013  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?