Sinif Mucadelesi
Kuzey Kore

Asıl saldırgan Amerika Birleşik Devletleri

Çarşamba 8 Mayıs 2013

Amerikan medyası, Kuzey Kore’nin askeri güç gösterisi yaptığı, Güney Kore’yi ve ABD’yi tehdit ettiği haberleriyle dolu. Yorumcular, ABD’nin yeni bir savaşı göze alıp alamayacağını tartışıyorlar.

Gerçekte etkili bir şekilde yükselen bir askeri tırmanış var ancak Washington tarafından başlatılan bu hareketliliği yine bir savaş takip ederse, bu savaşı ilan edecek olan da yine ABD olacaktır.

Aslında ABD’nin bu saldırgan davranışları, Kore Savaşı’ndan (1950-1953) bu yana, onlarca yıldır aralıksız bir şekilde devam ediyor. Kore Savaşı boyunca Amerika Birleşik Devletleri, Kuzey Kore’yi bombaladı. Savaştan bu yana, Amerika Birleşik Devletleri, Kuzey Kore’yi, ezebilmek içinara vermeden bombalayarak cezalandırmaya devam etti. Tüm bunlardan sonra ABD, Kuzey Kore’yi çok zor durumda bırakacak şekilde, dünyanın geri kalanı ile birlikte, ticari olarak da cezalandırmaya devam ediyor.

Obama yönetimi 2012 yılında, saldırı için tüm bahaneleri kullanarak baskılarını daha da şiddetlendirdi.

2012 Nisan’ında, ABD, Kuzey Kore’ye karşı ek yaptırımlar için çağrı yaptı. Tüm uzmanlar, Kuzey Kore’nin dönence üzerine bir araştırma uydusu koymaya çalıştığı konusunda hem fikir olmasına rağmen ABD, Kuzey Kore’yi balistik füze denemesi yapmakla suçladı.

Geçen kasım ayında, ABD Güney Kore ile füzelerin denetimi hususunda uluslararası bir anlaşma imzalamıştı. Bu anlaşma ile ABD, Güney Kore’ye balistik füzelerinin kapasitesini arttırması ve Kuzey Kore sınırlarını aşması için izin vermişti. Bununla birlikte ABD ve Güney Kore’ye karşı, orantısız araçlarla yapılan ve “kışkırtma” niteliği taşıyan bir operasyonu da ön gören bir plan üzerinde anlaşma yapmıştı. Bu plan, Kuzey Kore’nin koruyucu füzelerinin yer aldığı alanları da kapsıyor. Başka bir anlamıyla bu plan Kuzey Kore füzelerine karşı ön tedbir olarak saldırı niteliği taşıyor. Yani hiçbir kışkırtma olmasa bile ABD kendinde saldırma hakkı görüyor.

Bu şartlarda Kuzey Kore’nin kendini tehdit altında görmesinde şaşılacak bir şey yok!

Ayrıca ABD, Birleşmiş Milletler yoluyla Kuzey Kore’ye karşı uygulanan ambargoyu, bu ülke ile ve bu ülkenin bankalarıyla yapılacak ticareti yasaklayarak veya içeriye ya da dışarıya yapılacak tüm para transferine engel olarak Kuzey Kore’nin dünyanın geri kalanı ile tüm bağlantısını kesecek şekilde daha da güçlendirdi.

Sürpriz olmayacak şekilde Kuzey Kore tüm bunlara karşı sesini yükselterek yanıt verdi. Geçen şubat ayında, ABD’yi sözlü şekilde tehdit ederek bir nükleer deneme (aslında üçüncü kez) gerçekleştirdi.

Obama yönetimi, tüm bunları, Kuzey Kore’nin nükleer hedeflerini, bir “kanıt” olarak kullanarak Kuzey Kore’nin, Güney Kore, ABD ve tüm dünya için tehdit oluşturduğunu iddiasına vermiş durumda. Amerikan Askeri İstihbaratı (DIA), Kuzey Kore’nin nükleer denemeleri konusunda gösterdiği ilerleme hakkında “ılımlı güven”e sahip olduğunu açıkladı. Biraz daha az önemli olmakla birlikte aslında Kuzey Kore, taşımaya elverişli nükleer top mermisi başından yararlanabilmek için epeyi yol kat etmesi gerek. Aynı DIA, on yıl önce, Saddam Hüseyin’in nükleer silahlara sahip olduğunu açıklamıştı ve bunun büyük bir yalan, büyük bir yüzsüzlük olduğunu bugün tüm dünya biliyor.

Tüm bunlar ABD’ye, Kuzey Kore’ye saldırı siyaseti izlemesi için gerekli bir bahane. Kuzey Kore mart ayında yani ABD’nin ve Güney Kore’nin, Kuzey Kore yakınlarında, B-12 başlıklı nükleer bombalarla birlikte ortak askeri harekâtlarına başladığı zaman başladı. Üstelik ABD, Asya’ya ve Kuzey Kore’ye doğru olacak şekilde Alaska’ya ve Kalifornia’ya da füze yerleştirdi.

ABD, Afganistan’da ve Irak’ta yaptığı gibi, Asya’daki askeri varlığını güçlendiriyor. Hedefiyse bölgede ekonomik çıkarlarını ve büyük şirketlerinin kârlarını güven altında tutmak. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana, ABD’nin ekonomik önceliği Asya’nın denetim altında tutulması.

ABD, Kuzey Kore’ye bölgede hiçbir bağımsız eğilim istemediğine dair mesaj gönderiyor ve Kuzey Kore üzerindeki bu baskı aynı zamanda da ABD ile birlikte hareket etmesi istenen Çin’e yönelik.
ABD ve onun emrindeki medya Kim Jong’u “saldırgan bir deli” olarak resmediyorlar. Ancak söz konusu kaba kuvvet olduğunda ABD’nin herkesi solda sıfır bırakacağını tüm dünya biliyor. LO (27.04.2013)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2013  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 179 - 3 Mayıs 2013  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?