Sinif Mucadelesi

Kelebeğin Rüyası

Cuma 15 Mart 2013

Yılmaz Erdoğan’ın son filmi Kelebeğin Rüyası, İkinci Dünya Savaşı’nın başında savaş kıtlığı ile boğuşan Zonguldak’ta zorunlu maden işçisi olarak çalışan iki şairin şiir yazma hevesi ve arkadaşlıkları anlatıyor.

Filme konu olan genç şairler, Rüştü Onay ve Muzaffer Tayyip Uslu, gençliklerini yer altında madende çalışıp verem olmuş yer üstünde de şiir yazarak geçirmişlerdir. Yılmaz Erdoğan, her ne kadar şairlerin yalnızca şiir tutkularının, aşklarının üzerinde dursa da jandarma zoruyla madenlerde çalışmak zorunda kalan Zonguldak maden işçilerinin hayatları boyunca yaşadığı dram o kadar feci ki film şairlerin şiirlerine ve aşklarına ne kadar odaklanırsa odaklansın, akılda kalan sahneler madendekiler. Madenlerde vereme yakalanan şairler ve filmde yer almayan ve çeşitli madenci hastalıklarına yakalanmış on binlerce madenci, tedavi olmak bir yana “Mükellefiyet Kanunu” sebebiyle çalışmaya devam etmek zorundaydı.

Bu kanuna göre, 13-50 yaş arasındaki tüm erkekler, maden ocaklarında zorunlu çalışmaya tabii tutuluyor. Aslında kanun Osmanlı’ya kadar dayanıyor. 1920’ye kadar tam 50 yıl boyunca Zonguldak’ta yaşayan 13-50 yaş arasındaki erkekler jandarma zoruyla maden ocaklarında çalıştı. Şehirden kaçmaya çalışanlar, jandarma yoluyla zorla, ellerinden ve ayaklarından kelepçelenerek madenlere indirilirdi. Aynı yasa, cumhuriyetten sonra da belli dönemler yasaklansa da (ve bazı dönemler sadece kömür işçilerini değil aynı zamanda linyit işçilerini de kapsıyordu) 1960’lara kadar devam etti.

Dönemi yaşayan emekli madencilerde biri şöyle anlatıyor: “Bir hayvan bir eşya kadar bile değerimiz yoktu. Ayağı kırılan bir ocak katırı, yiten giden bir kazma, bizlerin ölümünden çok üzerdi başımızdakileri. Çünkü ocakta çalışan katır az bulunuyordu. Kazma kürek belli sayıdaydı ama bize gelince, karıncalar kadar çoktuk!”

Filmin geçtiği yıl 1941. Yani o yıldan bu yana altmış yıldan fazla geçmiş ancak maden işçileri açısından hiçbir şey değişmedi. Günümüzde maden işçilerinin çalışma koşulları aynı ve neredeyse her gün birkaç maden kazasında oluyor ve bu kazalarda işçileri koruyan hiçbir şey yok. Üstelik maden sektörü en tehlikeli sektörlerin başında geliyor. Maden işçileri bir iş kazasında ölmeseler bile madenlerde ya kendilerini ömür boyu hasta eden ya da yavaş yavaş öldüren zehirli hava soluyorlar.

Film, esas olarak dostluk ve aşk üzerine odaklanmasına rağmen arka planda bile olsa Zonguldak madencilerinin gerçeğini göstermesi nedeniyle seyredilmesi gerekiyor.


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2013  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 177 - 1 Mart 2013  Site yaşamını izle Sinema… Sinema… Sinema…   ?