Ana sayfa > Arşiv > Arşiv 2013 > Sınıf Mücadelesi Sayı : 177 - 1 Mart 2013 > Fabrikalardan... İşyerlerinden > Gıda
Patronunu her gün düşmanın olarak gör
Zam dedik, bekledik, gördük. Zamdan önce hep zammı konuşurduk. Cuma günü zamlı ücretlerimizi aldık pazartesi günü çalışıyoruz, hiç kimse zamla ilgili konuşmuyor. Bir işçi, “arkadaşlar, çok yüksek zam aldığınız belli, halinizden memnunsunuz, hiçbiriniz zamdan şikayet etmiyorsunuz, ben 100 lira aldım, ya siz ne aldınız” diye sordu. Hiçbir işçi aldığı zammı söylemedi. Bunun üzerine aynı işçi, memnun olmayanlar listesi hazırlayıp imzalamayı ve idareye vermeyi önerdi. İşçiler yine karşılık vermediler.
Her yılbaşında, normalinden fazla çalışıyoruz. Bu nedenle yılbaşından sonra pirim gibi küçük bir para verilirdi. Bu sene halen bekliyoruz, vermediler. Sanıyorum bu senenin başarı pirimi panoya asılan patronun teşekkür yazısı olmalı. Patron, “işinizi temiz ve başarılı yaptığınız için teşekkür ederim” diye yazmıştı.
Patronun iyi tavrı bununla bitmedi. “patronun oğlu” denen 20 senedir çalışan bir işçi vardı, emekli oldu. Ben gerçek sanmıştım ama böyle denmesinin nedeni, patronun ispiyoncusu olmasıymış. Sıra tazminatını vermeye gelince 15 bin lira vermişler, on ay taksitle öderiz demişler. İşçi itiraz etmiş, tartışmışlar, beş ayda anlaşmışlar. Üstüne de bir daha bu kapılan girmeyeceksin diye tembihlemişler.
İşçi kardeşlerim patronlara aldanmayın, tatlı sözüne güler yüzüne kanmayın. Patrondan işçi dostu olmaz, arkadaşlarınızı satmayın. Bu arkadaş gibi patrona boyun eğip 20 sene boyunca asgari ücretle çalışmaya razı olmayın, daha kıymetli olursunuz. (Bir işçi)