Sömürü düzeni yerinde duruyor!
Kapitalist sömürü düzeni yerinde dururken burjuva hukuku ile burjuvaziyi koruyan neferlerini yargılıyoruz. Tamamen gülmece.
12 Eylül askeri darbesinin yargılanması AKP’nin “ileri demokrasisi” çerçevesinde devam ediyor. 12 Eylül’ü iki yaşlı generale generale yükleyerek yargılıyorlar. Demagojiden öte bir anlamı yok.
12 Eylül askeri darbesi, işçi sınıfının haklarını geliştiren ve mücadelesini veren, büyük sermayeye zor günler yaşatan dönemin adresidir. İşçilerin haklarını ve kazandıklarını geri almak için önce olağanüstü yasalar devreye girdi. 24 Ocak kararları ile ilan edilen bu yasalar, para etmedi. Büyük sermaye bu kez orduyu devreye soktu. Böylelikle 12 Eylül askeri darbesi gerçekleşti. Büyük sermaye rahat bir nefes aldı. Yüz binlerce emekçi, devrimci, işçi sınıfının öncüleri işkenceden geçirildi. Tutuklandı, uzun süre hapis yattı.
12 Eylül darbesinin arkasında duran ve siyasi ve parasal destek veren büyük sermaye; Koçlar, Sabancılar, Eczacıbaşılar, Ülkerler ve benzerleri bu dönemde büyüdü. Aynı sermaye AKP iktidarını da destekleyerek, kârına kâr katmaya devam ediyor. Bugün AKP hükümeti, 12 Eylül yasaları ve kendisinin çıkardığı benzerleriyle işçi sınıfını eziyor, haklarını talep eden Kürtlere saldırmayı sürdürüyor. Yine on binlerce insan hapishanelerde, satın alma gücü düşük, çalışma koşulları kötüleşti, iş güvencesi neredeyse yok edildi.
12 Eylül darbesini yapanlar aslında büyük sermayenin emir kullarıdır. Kendi savunmalarında da bu gerçeği açıklayarak, tarihe not düşüyorlar. Güya hafızasında sorun yaşayan Kenan Evren’in dediği gibi: “İhtilal tarihi bir olaydır. Tarihi olaylar yargılanamaz.12 Eylül iktidarı, kurucu iktidardır. MGK’nın 1982 Anayasası ile hükme bağlanmış tasarruflarının suç olduğunun iddia edilemeyeceğini herkes bilir. Biz ihtilal yaptık. İhtilale teşebbüs etmedik. Ben 12 Eylül harekatını yapan genelkurmay başkanıyım. MGK başkanı ve devlet başkanıyım. Türkiye Cumhuriyeti devletinin yedinci cumhurbaşkanıyım. Ben 12 Eylül harekatının hesabını büyük Türk milletine verdim. Beni bundan sonra tarih yargılar. Demokrasinin yaşadığı yerde ihtilal olmaz. Siyasiler, beceriksizliklerini askere fatura etmeye çalışıyorlar. Bugün yine aynı şekilde o ihtilali yapardık.” Darbeyi yapan, akıl veriyor.
Hiç olmazsa, darbeden etkilenenlerin AKP’nin ileri demokrasi yalanına ortak olmaması gerekirdi.
Elbette 12 eylülleri yaratanlar yargılanmalı ama bu burjuva hukukuyla değil. Sermaye düzeninin tüm aygıtları, kurumları ve net olarak sömürü düzeni sorgulanmalı ve yargılanmalı. Bu ancak işçi ve emekçilerin iktidar gücü ile olur.
Bize düşen görev işçi sınıfının iktidara gelmesi için örgütlenme ve mücadelesini sağlamak için daha çok çalışmaktır.
Sonuçta meclisteki darbeleri araştırma komisyonu palavra toplantılarından beklentisi olanlar, 12 Eylül’ün sözde yargılanmasından beklentileri aynı. Bizim değil. (26.11.12)