Ana sayfa > Arşiv > Arşiv 2012 > Sınıf Mücadelesi Sayı : 173 - 2 Kasım 2012 > Fabrikalardan... İşyerlerinden > Gıda
Sözleşme başlayacak; sendika nabız yokluyor, işçiler bastırıyor
1 Aralık itibariyle toplu sözleşme görüşmeleri başlayacak. Şimdiye kadar sadece bazı işçilerden fikir alan sendikacılar, bu yıl geçtiğimiz sözleşmedeki güçlü işçi muhalefeti nedeniyle bir kez daha zor duruma düşmemek için işyerinde, işçiler arasında dolaşıp zam oranlarının ne olması gerektiğini sordular.
Sendikacıların pek açıklamak istemedikleri bir sonuç çıktı ortaya. İşçilerin büyük çoğunluğu seyyanen zamda diretiyor. Fakat geçtiğimiz sözleşmenin aksine “ne alırsak alalım, seyyanen alalım” değil, herkese 200 lira net zam ve sosyal yardımlarda %10 artışla yola çıkıyor.
Ay içerisinde şirketin Malezya yatırımı nedeniyle gazetelerde yayınlanan rakamları artık biliyoruz. Şimdiye kadar hep önümüzü göremiyoruz diyen patronun, yıllık 1.2 milyar dolar ciro yaptığını, 130 milyon dolarlık Malezya yatırımının beş yılda kendisini amorti edip kâra geçeceğini öğrendik. Şu an fabrikanın üzerinde bulunduğu arazinin, yapılan inşaat projesiyle 1-1.5 milyar dolar civarında patrona kâr sağlayacağı da konuşulanlar arasında. Son zamlardan sonra geçinmede zorlanan işçiler, patronun konuştuğu rakamları öğrenince şaşırdık. Ne yalan söyleyelim bu kadar beklemiyorduk. Patron krizi fırsata çevirenlerin başında geliyor sanırız.
Sendikacıların yaptığı nabız yoklaması sonrasında işçilerin tepkilerini alan temsilciler, bu tepkileri karşılayamayınca genel merkezinden eğitim sekreteri ve sözleşmeler sorumlusunu çağırmak zorunda kaldılar. Şimdiye kadar olmamış bir şey daha oldu ve işçiler üretimi durdurarak toplantı yaptılar.
Sendika kısaca şunu söyledi: “Bizler, sizleri düşünüyoruz ve
vicdanlarımızın rahat olması için sizlerin alt kademedekilerle üst kademede ücret alan işçileri memnun edecek hem seyyanen hemde yüzdelikli zam stratejisiyle masaya oturacağız.” İşçiler bu öneriye kesinlikle karşı çıktı. Toplantıya katılan düşük ücretli işçiler, herkese 200 lira net zam istediklerini ve bunun altının kabul edilemeyeceğini söylediler. Buna, yüksek ücretli bazı işçiler, “bizden alıp onlara veriliyor” diyerek karşı çıktılar. Bazı yüksek ücretli işçiler de buna karşı çıkarak, birlik olmak gerektiğini ve kimsenin bir diğerinin ücretinde gözü olmadığı, adaletli ve insani olmak gerektiği söyleyerek, ücrete bakmaksızın herkese eşit zamma destek verdiler.
Böylece işçiler arasındaki ayırım bitti ama sendikacılar kendi tekliflerinde direttiler. İstedikleri, 1.035 lira olan taban ücreti 1.100 liraya çekip herkese %10 zam alarak sözleşmeyi bağlamak. İşçiler yine karşı çıktı. Söz alan bir kadın işçi “hiç kimsenin malında mülkünde gözümüz yok ama bizler işçi olarak insanca yaşamak istiyoruz o nedenle insanca yaşayacak ücreti hakediyoruz” dedi. Bütün işçiler tekrar 200 lira seyyanen zamda ısrar edince sendikacılar, bir kez daha oran hesabı yaparak yüksek ücretliler üzerine oynamaya çalıştı.
Fabrikada en yüksek ücret 2.750 lira. Bu paranın %13’ü, yaklaşık 300 liradır. Sözleşmeye herkese 300 lira zamla girilirse sorunu çözer. Bu basit hesap yapılanca sendikacıların artık söyleyecek sözü kalmadı. Bayramlaşıldı ve Tuzla fabrikasına gittiler.
Biz işçiler de diğer fabrikadaki arkadaşlarımızı arayıp olanları anlattık ve talepleri toplu olarak savunmamız gerektiğini söyledik. Şimdi sendikacılar sıkışmış durumdalar. Fakat burada önemli olan işçiler hep bir ağızdan taleplerini söylemeyi ve savunmayı başarmış olmaları. Bu durum fabrika tarihinde bir ilk neredeyse. Bu nedenle sendikacılarla yapılan tartışmayı ve ücreti ne olursa olsun, işçilerin birlik içinde olmalarını anlamlı buluyoruz. (Bir işçi)