Esad’ın baskısı ve büyük güçlerin iki yüzlülüğü
Suriye’de Esad güçlerinin Humus’a saldırısı 14 Şubat’ta daha da şiddetlendi. İnsan hakları gözlemcilerinin Suriye’de yaptıkları gözlemlere göre, çoğunluğu emekçilerden oluşan 500 bin kişinin yaşadığı Humus’ta, özellikle de emekçilerin yoğun olduğu mahallere ortalama her dakika 2 roket atılıyor.
Sadece son on gün içerisinde yapılan saldırılar sonucu 300 kişi öldürüldü. Binlerce insan ise sığınaklarda yaşamını sürdürmeye çalışıyor.
Son bir yıl içerisinde, yani rejime karşı başlayan ilk yürüyüşlerden bu yana rejim karşıtı eylemler giderek arttı. Beşar Esad ise baskılarını şiddetlendirdi ve sivil toplum örgütlerinin kaynaklarına göre; 6 binden fazla insan katledildi. Ordu, bütün ülkeyi işgal etmiş durumda. Keyfi tutuklamalar, şiddet ve işkence giderek artıyor. Batı’nın Suriye’deki Esad rejimine uyguladığı petrol ambargosu ise aslında her şeyden önce kitlelere zarar veriyor.
Halkın %70’i, kentlerde yaşıyor ve rejimin baskısı ve ambargo nedeniyle ekmek kıtlığı başladı, gıda ve yakacak fiyatları tavan yaptı.
Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği, Suriye’ye gözlemci gönderip diktatörden, uyguladığı bütün kanlı baskılara son verip iktidarı iki muhalefetten birisine devretmesini öneriyor.
Suriye’de kitleler, maalesef, bir taraftan can çekişmekte olan ama ordunun büyük bir çoğunluğunun desteğini almaya devam eden bir diktatörlük ile hiç de insani niyetleri olmayan Suudi Arabistan, Katar gibi ülkelerin ve bu bölgeyi uzun zamandan beri talan etmekte olan içlerinde Fransa’nın da bulunduğu Batılı ülkelerin insafsızlığı ile baş başa. Batılı güçler, Esad’ın uyguladığı siyasete, şu sıralar, üzülüyor numaraları yapsalar da Esad’ı, babasını ölümünden sonra, iktidara getiren yine onlardır. LO