Ana sayfa > Arşiv > Arşiv 2012 > Sınıf Mücadelesi Sayı : 165 - 5 Mart 2012 > Fabrikalardan... İşyerlerinden > Belediye
DİSK’te işçi demokrasisi gelişiyor!
Çalışma Bakanlığı’ndan toplusözleşme yetkisi geldi. Sözleşme taslağını tartışma toplantılarını beklerken şube başkanı ve şube sekreteri işyeri baş temsilcisiyle birlikte gece vardiyasına geldiler. İşe başlamaya 15 dakika kala işçilerle toplantı yaptılar.
Şube başkanı hemen söze girerek, “yetki geldi, 1 marttan itibaren sözleşme dönemi başlamış oluyor” dedi. Bu hafta sözleşme taslağını işverene vermeleri gerektiğini, taslağı hazırladıklarını ekledi. 62 maddelik taslağın 51 maddesinin önceki sözleşmede olduğu gibi aynı olduğunu, 11 maddenin tartışılacağını ekledi. Ardından “bizim için en iyi sözleşme, masa başında biten sözleşmedir. Biz iyi niyetliyiz, işveren cephesi de iyi niyetli. Mart bitmeden sözleşme imzalamak istiyoruz” dedi. Ayrıca değişecek olan 11 maddeyi, neler istediklerini yazan taslağı temsilci odasına bıraktıklarını, isteyenin alıp okuyabileceğini söyledi.
Şube başkanı “haziranda ihale var, onu almak için ne gerekiyorsa yapacağız. İzmir şube başkanımız omuz attığı için 45 yıl ceza isteniyor, ben ve sekreterim başı kaşı kırarız, bize de ömür boyu ceza versinler, seve seve yatarız” diye ekledi. Bu açıklamalarından sonra “bir sorunuz yoksa size iyi çalışmalar diliyoruz” diyerek toplantıyı bitirmek istedi.
Bir işçi seslenerek “kongre sürecinizi tamamladınız. İşçilerden habersiz oldu, işyerinden görünen buydu. Şimdi de sözleşme taslağını işçiden habersiz hazırladığınız gözüküyor. Peki, niye taslağı işçiyle tartışma gereği duymadınız. Geçen sözleşme sürecinin eksileri nedir, artıları nedir? Yeni sözleşmede neleri talep edeceklerimizi nereden biliyorsunuz?” diye sordu. Şube başkanı “biz tartıştık” deyince işçi, “burada yüz işçi var, arkadaşlar, sizin haberiniz var mıydı?” diye sordu. İşçiler, yok dediler. Bunun üzerine işçi, devam etti; “bu vardiyada olduğu gibi diğer vardiyada ve bölümlerde de hiçbir çalışma yapılmadığını biliyorum. Gece vardiyasında işçi olarak çalışan iki şube yöneticisi ile gece temsilcisinin haberleri bile yok. Daha üç gün önce bu arkadaşlarla konuştuğumuzda, hele bir yetki gelsin sonra taslağı birlikte tartışırız, demişlerdi” dedi. Böylece taslağın, işçilerden habersiz, masa başında hazırlanmış olduğu netleşmiş oldu. Bu durumda, işçinin karşısındakiler başlarını eğdiler, yalan konuştukları açıktı.
İşçi tekrar seslendi ve “işçiyi sendikaya taşımak çok mu zor geliyor size, bize kişisel kahramanlar gerekmiyor, işçilerin sorunlarını en doğal şekilde tartışma ortamı yaratılması lazım, bu da mı çok zor?” diye sordu.
Başka bir işçi de yüksek sesle “hayırlı uğurlu olsun sözleşme bitmiş” dedi.
Şube yöneticileri, toplantıya daha uzatmadan “iyi çalışmalar, arkadaşlar” diyerek, temsilci odasına giderken, gözleri konuşan işçilerin üzerindeydi. Öyle anlaşılıyor ki DİSK’teki işçi demokrasisi, ileri demokrasiden bir adım daha ileride.
Gerçekten de birçok işçi, bir arkadaşın söylediği gibi bu sözleşme bitmiş bir sonrakini düşünelim görüşünde. Biz yine de merak ediyoruz, sorgulamaya devam edeceğiz. Taslağa neler yazıldığından çok, işçilerin sözleşme sürecine katılması ve işçilerin kabul gördüğü bir şekilde görüşmelerin yapılacağı bir zeminin olması önemli. Sözleşme dönemini aynı zamanda işçilerin yasal haklarını öğrenme ve bilgilenme, bilinçlenme dönemi olarak görüyoruz. (24.02.2012)