Çok çeşitli, renkli partiler var, niçin CHP?
Kılıçdaroğlu, başına geldiği CHP sanki düzen partisi değilmiş gibi vaadlerde bulunuyor:
Aile sigortası, her aileye 600 lira gelir, işsizlik önlenecek, kamuda taşeronlaşma sona erecek, hiçbir işçi sigortasız çalışmayacak, kadrosuz öğretmen kalmayacak, sözleşmeli öğretmen olmayacak,
çiftçiye mazot yarı fiyatına verilecek.
Diyelim ki Kılıçdaroğlu kazandı, iktidar oldu. İlk sözü “enkaz devraldım” olacak.
Aile sigortası için, işsizliğin önlenmesi için bütçeden önemli miktarda para ayırmak lazım. Bu parayı nereden kaydıracak? Ordudan mı kısacak, patronlara giden teşvik kıyaklarından mı, onlara sipariş edilen kıyak işlerden mi?
Bugün mevcut işler, yasadaki gibi günlük 8, haftalık 45 saat çalışma ile yapılsa, sendikaların hesaplarına göre bir buçuk milyon kişinin işe girmesi gerekir. Çoğu yerde patronların daha çok kâr etmesi için işçiler, günde 12-14 saat çalıştırılıyor. Hangi patron, bugün bir ücretle yaptırdığı işi iki ücretle yaptırmayı kendi rızasıyla kabul eder?
Taşeronlaşmayı, kamuda olsa bile kaldıracağını söyleyen CHP’nin yönetimindeki belediyelerde taşeron işçileri, sendikalaşma yüzünden işten atılıyor. Taşeron işçiler, ücretlerini alamıyor, niçin taşerona son verilmiyor? Hastanelerde, madenlerde binlerce taşeron işçisi, işleri, hakları için zaman zaman mücadele ediyor, CHP onları desteklemek için ne yapıyor?
Taşeronlaşmanın sona ermesi için kaçak işçiliğin, sigortasız çalışmanın sona ermesi, sigortasız işyerinin olmaması lazım. Bugün çalışanların yarısının, 9 milyon cıvarında emekçinin kaçak çalıştırılıdığı biliniyor. Kılıçdaroğlu, diyor ama gerçekleştirebilmesi için patronlarla ters düşmesi lazım. Bunu yapamayacağına göre nasıl olacak?
Sendikasız çalışma olmayacak deniyor. Bugünkü yasalara göre sendikalı olmak demokratik hak, yani anasayasada yazılı ama sendikalaşmak isteyen işçiler işten atılıyor.
Çiftçiye yarı fiyata mazot vereceğim diyor ama bir çitçi milletvekili olacak mı CHP’de?
Genel seçimde 550 milletvekili seçilecek. Şimdikiler gibi seçilecek olanların çoğu da şu veya bu düzeyde patron olacak. Oysa toplumun çoğunluğu çalışanlardan, emekçilerden oluşuyor. Hatta öğrencilerin sayısı bile patron sayısından çok.
O halde toplumu temsil etmesi düşünülen milletvekillerinin de işçi, emekçi, öğrenci, çiftçi olması gerekir. Oysa her partide olduğu gibi CHP’de de gerçekten toplumun içinden gelen adaylar yok. Üstelik olsa bile işçilerin sorunlarının sözcüsü olacaklarının bir garantisi yok.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu vaatlerinin işçi sınıfının yararına uygulanması lazım.
Hangi parti iktidara gelirse gelsin hiç biri işçi sınıfını kurtaramaz. Senelerdir çeşitli kişi ve partilerden bu ve benzeri vaatlerle kandırılıyor, oy veriyoruz.
Düzenin partilerine verilen oylar kurşun oldu, cop oldu, gaz bombası oldu, ekonomik kriz, işsizlik oldu bize döndü. İşçi sınıfını ancak işçilerin kuracağı sınıf partisi kurtarabilir. (30.03.11)