Sinif Mucadelesi

Seçimin kazananı değil ama kazanmayanı belli

Perşembe 4 Mayıs 2023

Erdoğan’ın daha fazla yıpranmadan, iktidarda kalabilmek için seçimi öne alması, seçim pazarlıklarını kısa süreye sıkıştırdı. Partiler arasındaki hızlı pazarlık bitince elbette vaad yarışı başlayacak.

Şimdiye kadar millet ittifakını birbirine benzemez partilerin çıkar ortaklığı diye eleştiren AKP, çok daha ileriye gitti. Eski katillerden, dinci, milliyetçi gericilerden, kendini solda gösterenlere kadar, cumhur ittifakı, parti bulamacına döndü.

Kılıçdaroğlu, adaylığına destek için görüştüğü, sadece adı olan partileri ortaklığa almıyor ama pazarlık yapıldığı kabul ediliyor.

Benzer pazarlık, YSP adıyla seçime katılan HDP’nin başını çektiği sol partilerin oluşturduğu üçüncü ittifakta da var.

Erdoğan’ın kendi çıkarına olacak şekilde hazırladığı, ilk kez uygulanacak olan seçim sistemi, cumhur ortaklığına beklenen faydayı sağlamayacak gibi görünüyor. Bu sistemle adeta “fazla oy alan, her şeyi alır” uygulaması getirildi. Erdoğan, seçim sonralarında hep yaptığı gibi bir kez daha “atı alan üsküdarı geçti” demek istiyor.

Erdoğan’ın her partiye ittifaktan koltuk önermesi ve bakanları, desteği azalan deprem illerinden aday gösterme kararı, meclisten öte kendi seçimini önemsediğini gösteriyor. Bakanları, bakanlık ve devlet olanaklarıyla sahaya sürmesi, seçilmekte zorlanacağını da gösteriyor.

Cumhurbaşkanlığı sisteminde, meclisin fazla bir önemi kalmadı. Üstelik mecliste çok fazla partiden vekil olacak, uzlaşı sağlamak çok daha zor olacak.

Millet ittifakının gerçekten iktidar olmak için hem cumhurbaşkanlığını hem de meclisin çoğunluğunu alması gerekiyor. Kılıçdaroğlu, desteğini arttırmış gibi görünse de Akşener ve partilileri, her an karşı tarafa geçecek gibi görünüyor.

Kılıçdaroğlu, Kürt oyların sayesinde kazansa, ittifakı mecliste çoğunluğu alsa bile vaatlerini gerçekleştirmesi zor olacak. İttifak içindeki çatışmaların ötesinde, devletteki en küçük koltuğa bile çöreklenmiş olan, kendini devlet olarak gören AKP’li kadroların, yeni iktidara ve kararlara göre çalıştırılması veya değiştirilmesi uzun zaman alacak.

Sol ittifakta da çatlak oluştu. CHP listelerinden meclise giren 3 milletvekilinin meclisteki muhalefetiyle görünür olan TİP yöneticileri, özellikle deprem illerinde vekil çıkarmayı umuyor. Ancak bu illerde yaşayan Kürtler, oy vermek yerine TİP’i bu yaptığından ötürü cezalandırmayı seçebilir.

Türkiye’de sınıf, milliyet veya cins temelinde parti kurmak yasak. Cumhuriyete, laikliğe karşı çıkan parti kurmak da. Toplumda var olan, konuşulan, savunulan, bu görüşler temelinde siyasi örgütlenmek yasak.

Milyonlarca işçinin, kendi çıkarları temelinde parti kurması zaten yasak. Erdoğan iktidarının sürmesi için hazırlanan seçim sistemi, düzene uygun ancak şu veya bu konuda farklı olan fikirlere, partilere, programlara da yaşam hakkı tanımıyor. Kitlelere dört adaya ve adeta üç partiye oy vermek dayatılıyor. İşte özgür seçim, demokrasi, halkın yönetimi. Üstelik, yaşanan bunca değişmeye rağmen; depreme, göçe, maden faciasına, komşularla ilişkilere, savaşa rağmen, sanki kitlelerin görüşü hiç değişemezmiş gibi beş yıl aradan sonra oy veriliyor.

Kendilerini demokrasinin vazgeçilmezi sayan, en soldakiler dahil tüm siyasi partiler, bu sistemi teşhir edip karşı çıkmadan, sisteme en iyi uyumu sağlamak için pazarlık yapıyor.

Bu seçimin kazananı, düzenin emekçilere, kadınlara, yoksullara kapalı siyasi sistemine ve Erdoğan’ın kısıtlamalarına en iyi uyum sağlayanlar olacak. Bu nedenle de kitlelerin gerçek sorunlarının çözümüne yönelik bir sonuç çıkmayacak. (07.04.23)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı: 290 - 25 Nisan 2023  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?