İşçi sınıfının satın alma gücünü eritecek ücret zammı işçi sınıfı masada yokken belirlendi
Erdoğan’ın patronların temsilcisi olan TİSK başkanı ile birlikte, “sırtımda küfe var” diyerek açıkladığı asgari ücret, işçi sınıfı yoksullaşmasını durdurmayacak. İşsizliği azaltma, teknolojiyi teşvik gibi gerekçelerle patronlara, ne istediyse veren Erdoğan, işçi sınıfına yük küfesini verdi.
Bu nedenle Çalışma Bakanı bir yandan “işçiler memnun” derken diğer yandan “sendikalar, 8 binin üstüne fazla çıkmayın dedi” diyerek, sorumluluğu üstünden atıyor. Yeterli artış olsaydı, hepsi “ben yaptım” demez miydi?
Asgari ücret, altı ayda bir artmasına rağmen, değil gerçek enflasyona, resmi enflasyona bile yetişemedi. Üstelik son zamla, asgari ücret ve civarında ücret alanların sayısı daha da arttı.
Erdoğan, iktidarları boyunca izlediği bu siyasete, sendikasızlaşma, ücret ve sosyal haklar için işçi mücadelesinin yok edilmesi, grev yasakları, taşeronlaştırma ve benzeri işçi sınıfının elini bağlayan, hareketsiz bırakan dayatmalar eşlik etti. Bugünkü aşamaya gelmek için asgari ücretin satın alma gücü bir dönem eskiye göre yükseltildi. Bu nedenle bu uygulamalar, genel bir tepkiye yol açmadı.
Artık durum değişti, pahalılık satın alma gücünü gün be gün eritiyor. Patronlar, Erdoğan’ın kendi adamı olduğunu, iktidarın ellerinde olduğunu çok iyi bildiklerinden, her gün zam yapıyor. Ücret artışını, dolarla, açlık sınırıyla, ya da başka bir şeyle karşılaştırmak bir işe yaramaz; çünkü bir haftada, en fazla bir ayda her şey değişmiş olacak. Emekçiler boşuna “fiyat artışı dursun, zam istemeyiz” demiyor. Erdoğan ise tam tersine lafta kızdığı zamcı patronların elini gerçekte serbest bırakıyor, fiyat artışını durdurmuyor, buna karşın, gerektiğinde yasakla ücret artışını kısıtlıyor, işçi sınıfının satın alma gücünü eritiyor.
Patronların, maliyeti gerekçe göstererek zam yapıyor. En büyük maliyet kalemi olan enerji devlet kontrolünde; doların değeri ve gümrük vergileri devlet kontrolünde olduğundan ithal hammedde de devlet kontrolünde; sonuçta Erdoğan patronlar için maliyeti düşürse dahi hiçbir patron zammı geri almaz. Her seçim dönemi keşfedilen doğal gaz, ne işe yaradı? İndirim değil, sadece son bir yılda fiyatı kaç kez arttırıldı.
Bu olağanüstü kriz durumunu yok sayıp ücret artışını biraz daha yüksek olmasını söylemek, hak aramak ya da siyasi çözüm üretmek değil, işçi sınıfını oyalamaktır.
Ücret artışı, fiyat artışının peşinde koşmayıp yetiştiğinde hatta geçtiğinde bu çark durcak. Ancak o zaman patronlar, ürünlere zam yaparak elde ettikleri kârın, ücrete gittiğini anladıklarında, akıllanacaklar.
Elbette patronlar, iktidar, hatta sözde muhalif partiler, sendikalar, sözü duyulan hiç kimse işçi sınıfı ücretinin satın alma gücünü önce koruyacak, sonra da insan onuruna yakışacak düzeye çıkması için gerçek enflasyon oranında hemen arttırılmasını ileri sürmüyor. Bunun için işçi sınıfının harekete geçip gerçek enflasyonun belirlenmesini ve bu miktarda ücret atrışını dayatması gerekiyor. Kendi çıkarlarını savunmak, işçi sınıfının kendisine düşer. (02.01.23)