TİS mücadelesine karşı patron-devlet işbirliği
Kocaeli’de kurulu Belçika sermayeli Bekaert’te çalışan Birleşik Metal-İş üyesi dört yüzden fazla işçinin grevi, 18. günde bitti.
Bekaert’in Kocaeli’de iki fabrikası var. İki fabrikada bin civarında işçi çalışıyor. Bu fabrikaların birinde Hak-İş’e bağlı Özçelik-İş, diğerinde ise DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş örgütlü.
Temmuzdan beri süren TİS görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanması üzerine iki sendika da grev kararı aldı. Grev 13 Aralık’ta başlayacaktı! Grevin başlayacağı gece yarısı sat 03’te Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla “milli güvenliği tehdit” edeceği gerekçisiyle iki ay “ertelendi”!
Fabrikada toplanan Birleşik Metal-İş üyesi işçiler, yasak kararı tanımayacaklarını ilan ederek fabrika kapısına “Bu iş yerinde grev var” pankartı astılar. Özçelik-İş ise kararı Danıştaya götüreceklerini öne sürerek grev kararını uygulamayacağını duyurdu.
Bekaert fabrikasında patron grev sürerse 13 Aralık’tan beri işe gelmedikleri gerekçesiyle işçilerin iş akitlerinin tazminatsız olarak feshedileceğini duyurdu.
DİSK, ilk 6 ay için %130 zam istiyordu. Patron ise bunun yarısının altında bir rakam önermişti. Düşük ücretlilere ilk 6 ay için %130; yüksek ücretlilere %62 zamla sözleşme imzalandı. Sendikanın açıklamasına göre saat ücretine %84.83 zam alındı. Greve çıkmayan Özçelik-İş sözleşmesinde ise ortalama saat ücreti 80 liraya çıktı. İlk 6 aylık zam ise %81.5 olarak açıklandı. Sendika, ortalama ücretin brüt 25 bin liraya çıktığını açıkladı.
İşçinin zorunlu olarak kullandığı mal ve hizmetlerde (gıda, kira, temizlik ürünleri, taşıma gibi) enflasyonunun %150’leri aştığı bir ortamda patronlar, işçinin sırtından ettikleri kâra karşın TÜİK enflasyonunu ölçüt alan zamda ısrar etti. İktidar bunu bildiği için ve bundan sonraki TİS’lere örnek olmaması için, TÜİK enflasyonunu aşan ücret zammı taleplerini önlemek amacıyla Bekaert grevini erteledi. Ancak tüm baskıya rağmen mücadele eden işçiler, biraz olsun daha iyi zam alabildi. Bu sonuç, ortak mücadelenin neden gerekli olduğunu, patronların da işçinin birliğini önlemek için neden çok uğraştığını anlatıyor.
Bekaert’in iki fabrikasıyla birlikte AKP’nin iktidarında yasaklanan grev sayısı 19 oldu. Daha önce yasaklanan 17 grevde 194 bin işçinin grev hakkını kullanması yasaklanmıştı; bin civarında işçi daha eklenmiş oldu.
Ağzından “yerli, milli” laflarını düşürmeyen Erdoğan, Bekaert’ın sahibinin Belçikalı olması gibi sıra patronlara geldi mi hiç ayırım yapmıyor, hizmette kusur etmiyor.
Patronların ve iktidarın sert tavrı, işçi sınıfı mücadelesinin daha da setleşeceğinin işareti. Bu durumda daha iyi örgütlenmek, sınıf dayanışmasını ilerletmek gerekiyor. (30.12.22)