2022 yılı ekonomik bilançosu ve yeni yılın gidişatı!
AKP hükümetine göre 2022 yılında ekonomide ciddi bir sorun olmadı ve Hazine ve Maliye bakanı Nebati, adeta alay edercesine “Enflasyon düşüşe geçti, önümüzdeki aylarda daha da düşecek” gibi açıklamalar yapmaktan çekinmiyor. Bakan Nebati, acaba hangi dünyada yaşıyor!
2022 yılında Türkiye ekonomisi dünyadaki tüm ekonomiler gibi yıllardan beri sürmekte olan kapitalist ekonominin krizden etkilendi. Ama bu genel etkilenmeye ek olarak AKP hükümetin uyguladığı siyasetten dolayı daha feci bir durumda.
Bunun en basit göstergesi enflasyonla ilgili rakamlar. Diğer ülkelerde enflasyonun y%5 veya 10 civarlarda olduğu bu dönemde Türkiye’deki enflasyon yüzde yüzü hatta %150’yi geçti. Hükümetin verdiği resmi rakam bile %85 diyor, ama esas rakam ENAG (Bağımsız İktisatçılar Birliği) tarafından %137.55 olarak veriliyor. Yani özetlemek gerekirse AKP hükümeti emekçilere ve emeklilere “kaşık ile verdi ve kepçe ile geri aldı.”
Diğer yandan Türkiye’de gelir adaletsizliği de zirve yaptı. Zirvedeki yüzde birin serveti en alttakilerin servetinin 1.4 kattı. Yani en zengin 13 milyarderin serveti nüfusun yarısının (44 milyon kişinin) toplam servetinden daha fazla (38.9 milyar servete karşılık 38.5 milyar dolar).
Türkiye ekonomisi acınacak duruma nasıl geldi?AKP hükümetleri, özellikle 2002 ile 2012 yılları arasında dünya sermaye piyasasından borçlanarak, temel olarak ekonomik üretimi geliştireceğine, hava limanları, köprüler, oto yolları, camiler gibi inşaatlara milyarlarca dolar harcayarak yakın çevresinin, örneğin beşli çeteninin, cebini doldurdu.
Üretim ekonomisi ve tarım alanları ise büyümediği gibi önemli oranlarda küçüldü. Ek olarak dünya ekonomik krizinin sonuçları ve de AKP hükümetinin uyguladığı siyasetlerden dolayı, Türkiye’nin temel dış geliri olan turizm gekiri azaldı. Ortadoğu ile ve Rusya ile olan ticari ilişkilerde çok büyük düşüler olduğu için devlet gelirinde feci düşüş yaşandı ve Türkiye’nin borcu arttı. Sonuçta gelirin önemli kısmının artık borç ödemeye gitmesinden dolayı ekonomi çökme aşamasına geldi. Bir yönüyle Osmanlı’nın son dönemindeki Duyunu Ümmiye borçları gibi!
Şimdi Türkiye’nin dış borçcu 500 milyar dolar seviyesine tırmandı. Ülke gelirlerinin önemli kısmı borç faizlerini ödemek için kullanılıyor. Geriye kalanların önemli kısmı, kodamanları ve AKP çevresinin ceplerini doldurmak için kullanılıyor. Tüm bu ekonomik siyaset emekçilerin ve emeklilerin, enflasyonu araç olarak kullanarak, ceplerini boşaltmakla gerçekleştiriliyor.
AKP hükümeti, her şeyden önce büyük sermaye çevrelerinin ve kendi çevresine yakın kişilerin ceplerini doldurma siyasetini temel almaya devam ediyor. Ama bunların sonucu olarak ortaya çıkan felaket tablosunu da gerçekleri sapıtarak gizlemeye çalışıyor. Örneğin Merkez yönetim bütçesinin 2022’de 2021’ye göre %31 gerilediği söyleniyor. Yani sadece 139 milyar 65 milyon lira açık olduğu belirtiliyor. Gerçek açık 400 milyar lirayı geçiyor. Nasıl mı? Botaş’ın 2022’de ödemesi gereken 250 milyar lira Hesap dışı tutulmuş.
Bu gibi cambazlıklar sadece bütçe verileri ile yapılmıyor. Her alanda, enflasyon rakamlarında da, bu uygulamaları görüyoruz. Başka çarpıcı bir örnek Erdoğan, Putin ile anlaşıp, ödemesi gereken vadesi gelmiş 20 milyar dolar borcu ilerideki bir tarihe (seçim sonrasına)erteledi.
Tüm bu sahtekarlıklar, mayısta yapılması kararlaştırılan seçimi kazanmak için yapılıyor. Çünkü kamuoyu yoklamaları, AKP ve Erdoğan’ın önümüzdeki seçimleri kaybedeceğini gösteriyor.
İşçi sınıfı bu gerçekleri göz önünde bulundurarak üretimden gelen gücünü kullanarak, ne AKP’nin ne de Millet İttifakının cici vaatlerine kanmayarak, kendi çıkarlarını sınıf temellerinde savunmazsa, seçim sonrası çok daha ağır bedeller ödeyecek. (20.01.2023)