Kirli bir emperyalist savaş
9 Mayıs Rusya’da, SSCB’nin dağılmasıyla ortaya çıkan bir ülke olan Ukrayna’da, 20 milyona yakın Sovyet’in öldüğü İkinci Dünya Savaşı’nın bitişinin anma tarihidir.
Moskova’daki askeri geçit töreninde, Donbass’ta önemli bir zafer ilan edemeyen Putin, Ukrayna’da yürüttüğü “özel harekat” ile Nazizm’e karşı mücadele arasında bir kez daha paralellik kurdu. Bu kaba paralellik, onun tarafından kirli savaşını ve Batı yaptırımlarının ve savaşın, Rus nüfusu ve ölen askerlerin yasını tutan ailelere kendisinin dayattığı fedakarlıkları haklı çıkarmak için kullanılıyor.
Putin konuşmasında, Ukrayna’yı işgal etmesine gerekçe olan derin nedenlere geri döndü. “NATO ülkeleri bizi duymak istemedi. (...) Açıktan, Kırım da dahil olmak üzere, tarihi topraklarımıza yönelik bir işgal hazırlığı yapılıyordu. (...) Rusya saldırganlığı önceden püskürttü” dedi.
Rusya’nın etrafındaki NATO askeri baskısı gerçek ve Putin sadece paranoyak bir diktatör değil. Sadece Ukrayna’dan bahsetmek gerekirse, 2014’ten bu yana ABD, Rusya yanlısı Yanukoviç’in düşmesinden sonra iktidara gelen milliyetçi Poroşenko hükümetine danışmanlık yaptı, destek verdi ve finanse etti.
Bu rejimi, Donbass’ın Rusça konuşulan ayrılıkçı bölgelerini zorla yeniden fethetmeye, Ukrayna birliklerini, düzenli orduyu veya aşırı sağ milisleri eğitmeye, donatmaya ve silahlandırmaya teşvik ettiler. Rus işgalinin başladığı 24 Şubat’tan itibaren, cephaneliği bu amaçla hazırlandığı belli olan Amerikan üslerinden Ukrayna’ya, on binlerce füze ve diğer teçhizat yağdı.
Putin elbette SSCB’nin sınırlarına, hatta daha önceki çarlık imparatorluğunun sınırlarına geri dönmek istiyor. Ancak liderliğindeki rejim, bunun için sadece füzelerine, tanklarına ve silahlarına güvenebilir, kesinlikle halkın desteğine değil.
Rus bürokrasisinin başı olan Putin’in Ukrayna halkının hayatına ve duygularına sınırsız saygısızlığı, beklentilerinin aksine milliyetçiliği pekiştirdi ve Rus birlikleri beklenmedik bir direnişle karşılaştı.
Bu aksilikten sonra, Zelensky’nin Amerikan vaftiz babaları ve Ukrayna hükümeti kanatlarını büyüttüğünü hissediyor ve artık gerçek hedeflerini gizlemiyorlar. Ukraynalıların görünümüyle, şimdi savaşı sürdürmek ve Putin rejimini mümkün olduğunca zayıflatmak için ellerinden geleni yapmak istiyorlar. Hatta bazıları Kırım’ın yeniden fethinden söz ediyor.
Dolayısıyla Ukrayna’daki savaş, Avrupalı müttefiklerini isteyerek veya zorla sürükleyen Amerikan emperyalizmi ile Rusya’da kendi kontrol alanlarını korumak veya genişletmek isteyen iktidardaki bürokratlar ve oligarklar arasındaki bir savaştır. Belirleyici yönü, hammaddelerin kontrolü ve pazar hakimiyetidir.
En yakın kurbanlar Ukrayna ve Rus halklarıyken, tüm ülkelerin işçi sınıfları ve hatta daha çok yoksul ülkelerin işçi sınıfları zaten ekonomik bedeli ödüyor. LO (13.05.22)