Okullar ne zaman açılacak?
Eğitim iş kolunda her dönem söylenen bir espri var: “Zamanın milli eğitim bakanı şöyle demiş: ‘Bakanlığı çok iyi yönetirim, okullar olmasa...” Şimdi gerçek oldu; bakan okulları açmak istiyoruz deyip açmamak için elinden geleni yapıyor.
Geçtiğimiz eğitim dönemi okullar kapandığından beri bakanlığın çalışması internet üzerinden eğitime yoğunlaştı, salgın sürerken okulların açılmasına yönelik gerekli düzenlemeler yapılmadı. Bunların başında okullardaki fiziki şartların iyileştirilmesi; sınıf ve okul kalabalıklığı, havalandırma, tuvalet yetersizliği ve temizliği, bahçelerin olmayışı, ders saatlerinin düzenlenmesi, okula ulaşım sorunu, yardımcı personel görevlendirilmesi, sağlık personeli ve donanım sağlanması… Tüm bunlara dönük hiçbir düzenleme yok.
Salgın nedeniyle temizlik çalışanı alımı daha bu hafta yapılacak, oysa bakan iki hafta önce “Geçen seneden daha fazla personel işbaşı yaptı” demişti. Bu gerçeği inkar etme tutumu uzaktan eğitimde de var. Olmayan öğrencilere bilgisayar desteği vermek isteyen belediyelere, bağışçılara “Eksik yok, her şey tamam” dendiği medyaya yansıyor.
Bakan sadece ödevini yapmamakla kalmadı, yaptığını iddia ediyor. Eğitimin tek yolu haline getirilen ve mükemmel çalışacağı söylenen ebanın çökmesinden olumlu bir sonuç çıkarması, durumunu anlatıyor.
Okulların açılmaması tüm çocuk ve gençleri aynı şekilde etkilemiyor. Yoksul ailelerin çocukları, işsizlik yaşayan ailelerin çocukları, yetişkinlerin yerine düşük ücret ve yaşına uygun olmayan çok kötü koşullarda çalışmaya zorlanıyor. Kız çocuklarının evlendirilmesi artıyor. Okular kapalı ama diyanetin, tarikatların dini kursları açık; gericilik yaygınlaşıyor. Güya yasak olan dershaneler de açık, yoksul ailelerin çocuklarının eşitsizliği tırmanıyor.
Tüm bu sorunlar, bilinen ve konuyla ilgilenen herkesin dile getirdiği gerçekler. Okula gitmeyen çocuklar ve gençler, salgından korunaklı yerlerde değil, salgının sürdüğü sokaklarda, iş yerlerindeler. Neden okullar açılmıyor?
Okullar açıldığında salgının artacağı kesin, bunun iki önemli sonucu olacak. Birincisi; artan hasta sayısını karşılayacak sağlık sistemi gerekli ve eğer bu yapılamazsa önce doktorlar ama sonuçta iktidar eleştirilecek. İkincisi; okuldan bulaşma olduğundan, gerekli önlemler alınmadığı için önce okul müdürleri ama sonuçta yine iktidar suçlanacak.
Okullarda gençlere öğretilenlerin çoğu gerici, yanlış, milliyetçi fikirler. Bilimsel olanların bir kısmı öğretmenlerin gerici ön yargılarının arasında kayboluyor. Bazı uzmanlar, eğitimin içeriğinden çok gençlerin toplumun bireyi haline gelmesine vurgu yapıyor. İktidarın bunu önemsediğini düşünmek boşuna; aklını kullanan bilinçli sosyal bireylerinden öte bilinçsiz taraftar kalabalığı daha işlerine geliyor.
Çocukların ve gençlerin eğitimi, iktidar ile düzenin çıkarları açısından biçimlendiriliyor ve öyle olmaya devam edecek. Meslek liselerinin çoğunun salgında çalışması, patronların beleş işçisi olan meslek liselilerin stajının başlatılması buna örnektir. Okullar, iktidara en az yük getirecek zamanda ve biçimde açılacak ve kapanacak; gençlerin ihtiyaçlarına göre değil.(30.09.20)