Yeni yılda ilaçlara %12 zam!
Her yıl olduğu gibi, ilaç fiyatının belirlenmesinde kullanılan sabit avro kuru şubatta 3.4’ten 3.8’e çıktı. Bu ilaç fiyatlarında %12’lik zam demek. Sabit kuru devlet, ilaç sektörü patronlarıyla beraber belirliyor.
Türkiye’de ilaç üretimi neredeyse yok, ilaç ithal etme oranı %60’larda. 2004’ten itibaren ilaçlar “Referans Fiyat Uygulaması” ile fiyatlandırılıyor, yani en düşük fiyat “gerçek” kabul ediliyor ve aradaki fiyat farkı hastalardan alınıyor.
Önceki yıllarda zam oranına ocakta karar verilir ve şubatın son haftası uygulanırdı, bu yıl şubatta karar verilip 5 gün içerisinde uygulandı. Değişikliğin sebebi, döviz kurlarındaki hızlı dalgalanmanın patronların kârının azaltmamasını garanti altına almaksa devlet, insanların sağlığını değil, patronların kârını gözetiyor demek.
İlaç zammın açıklandığı dönemlerde patronların genel tavrı, açıklamanın hemen ardından ilaçların piyasaya sürülmesini yavaşlatmak ve şubatta yeni zam oranı ile satışa sunmaktır. Bu arada ilaç, tezgâh altından fahiş fiyata satılıyor. İnsanların sağlığı kimin umurunda?
Türkiye’de 2020 rakamlarına göre 5 milyon insan sigorta primini ödeyemiyor. Bunlar, geliri asgari ücretin üçte birinden fazla olduğu için sigorta primini ödemekle yükümlü olanların sayısı. Türk Tabipler Birliği’nin paylaştığı sayılara göre prim ödeme yükümlülüğü olmayanlarla birlikte Türkiye’de 14 milyon 400 bin kişi sağlık hizmetine ulaşamayacak kadar yoksul. Her yıl çıkarılan kararname ile bu insanlar hastanede muayene olabiliyor ama ilaçlarını ceplerinden almak zorunda. İlaçtaki zam, en çok onları vuracak.
İlaçlara yapılan zam primini ödeyemeyen insanları direkt etkiliyor, SGK primini ödeyebilenleri ise ilaç ve reçete katılım payı, ilaç fiyat farkı üzerinden etkiliyor. Oysa temel sağlık hizmeti herkese eşit, koşulsuz ve ücretsiz olmalı.
Enflasyon, ulaşım zammı, ilaç zammı ile asgari ücret zammı eriyip gidiyor.
Eczacıların aktardığına göre, bu yıl zam oranlarının açıklanmasından hemen önce hayati önem taşıyan şeker hastalığı, kalp hastalığı ve psikiyatrik hastalıkların ilaçları depolarda tükenmiş. Çünkü ilaç tekelleri kârlı bulmadıkları için Türkiye’ye ilaç satmıyor.
Hiçbir patronun edeceği kâr, insan sağlığından önemli değil. Israrcı olmamız gereken şey insan sağlığı ve insanca yaşamaktır, patronların kârı değil. (01.03.2020)