Ana sayfa > Arşiv > Arşiv 2020 > Sınıf Mücadelesi Sayı: 259 - 3 Ocak 2020 > Güncel... Güncel... Güncel...
2019’un kitle eylemi ve isyanların 2020’de başarıya ulaşmaları ümidiyle… Yeni yılımız kutlu olsun!
Kapitalizmin 1976’da başlayıp giderek büyüyen küresel ekonomik krizi, 2019’da artık dayanılmaz ve kabul edilemez bir seviyeye tırmandı. Bunamış ve bir canavara dönüşen kapitalist sistem, dünyadaki sonsuz zenginliklere, biriken milyarlara, tarım üretimine ve olanaklarına rağmen (tarımın şu haliyle bile 12 milyar insanı rahatça besleyebileceğini bazı uzmanlar açıkça belirtiyor) bir milyara yakın insan açlıktan ölüyor; milyarca insan normal beslenemiyor. Yüz milyonlarca insan işsiz, güçsüz, milyonlarca emekçi insanlık dışı şartlarda çalışmak zorunda. Evet kapitalistlerin, büyük burjuvaların, her şeyi mubah görerek servetlerine servet katma hastalığı dünyayı ve insanlığı uçurma sürüklüyor. Ancak her şeyin bir sınırı var…
İşte geçtiğimiz 2019 yılında dünyanın birçok ülkesinde kalabalık kitleler, yeter artık demeye başladı. 2019’da Sudan’dan Cezayir’e, Lübnan’a, İran’a, Irak’a, Ekvator’a, Kolombiya’ya, Dominik’e, Haiti’ye, Honduras’a, Gine’ye ve Finlandiya ve Fransa’ya kadar kitleler, isyana, protesto eylemlerine ve grevlere başladı.
Evet, bu farklı ülkelerdeki isyanlarda, grevlerde, kitlesel eylem ve protesto yürüyüşlerinde görünüşte bir çok farklılık var.
Ekvator, Şili, Kolombiya, Dominik, Haiti, Honduras, Gine, Lübnan gibi ülkelerde zamlara, vergilere, hayat pahalılığına karşı başlayan eylemler ve isyan, hükümetlerin istifa etmesine kadar vardı.
Sudan’da 30 yıllık el Beşir kanlı diktatörlüğü çöktü.
Cezayir’de 20 yıldır iktidarda olan Buteflika diktatörlüğü, kitlelerin isyanı karşısında geri adım atmak zorunda kaldı.
İran’da benzine yapılan zamları protesto etmekle başlayan kitle ayaklanmaları “iş, ekmek” talepleriyle genişleyerek dinci mollalar rejimine karşı “özgürlük” taleplerine evirildi. Yüzlerce ölü ve binlerce yaralanma ve tutuklamalara rağmen isyan bitmiş sayılmaz.
Irak’ta iş, ekmek ve özgürlük istekleriyle başlayan gösteriler kısa bir sürede rejime karşı bir ayaklanmaya dönüştü. Yüzlerce Iraklının öldürülmesine ve binlercesinin yaralanmasına rağmen isyan bastırılamadı.
Fransa, Finlandiya ve ABD’de; 2019 yılı boyunca süren sarı yelekliler eylemleri, 5 Aralıkta işçi sınıfının bir bölümünün başlattığı genel grev ve kitle yürüyüşleri; Finlandiya’da yine işçi sınıfının başlattığı eylemler; ve ABD’de 150 bin civarında metal işçisinin haklarını savunmak için yaptığı haftalar boyunca süren grevler (uzun yıllardan beri yapılan ilk büyük grevlerdir)... Bu listeyi çok uzatmak mümkün.
Dünyanın bu farklı ülkelerindeki isyanlar, grevler, protesto yürüyüşleri, çok farklı görünüyor. Ancak hepsinin özü aynı; emekçiler ve yoksullar, canavar kapitalist düzene ve iktidarlarına karşı “yeter artık”, “artık böyle gidemez” demeye başladı ve her şeyi, ölümü dahi göze alarak ayaklanma aşamasına geldiler.
Bizler, devrimci komünistler olarak tüm bunları onayladığımız gibi, destekliyoruz. Dünyadaki hakim gerici ortamda, kitlelere uygulanan baskıyı kınadığımız kadar mücadelelerden ötürü moral buluyoruz. Ancak şunu da göz ardı etmiyoruz: Kapitalist sömürü düzenine isyan etmek yeterli değil. Çünkü kapitalist devletler, her türlü baskı ve katliamı göze alarak, ayrıcalıklı düzenlerini savunmada kararlı ve hazır. İşte bu nedenle tüm ülkelerdeki işçi sınıfı, kendi öz örgütlerini inşa etmeli. Rusya’da 1917 işçi devriminin başarılı olabilmesinin ana sebebi buydu.