Asgari ücret gerçekten arttı mı?
Türk-İş’in yayımladığı araştırmaya göre yeni asgari ücret açlık ücreti oldu. Dört kişilik aileye göre yapılan çalışma, yoksulluk sınırının 6 bin liraya ulaştığını gösteriyor.
Böylece asgari ücret artışının, enflasyon karşısında işçilerin yaşam düzeyinde geçici bir iyileşme bile sağlamadığı ortaya çıktı.
Ancak gerçekte durum daha farklı. Her asgari ücret artışında gündeme gelen uygulama yine gündeme geldi. Elbette fazla gündemde kalmayacak. Küçük patronlar, her zaman yaptıkları gibi işten çıkarma, iş yerini kapatma, iflas tehditleriyle ya asgari ücret zammını geri alıyor, ya AGİ ödemesini yapmıyor ya da geri alıyor.
Her geçen gün artan sayıda iş yeri, devletin şu veya bu destek sistemine dahil olup işçi ücretini kendi cebinden ödemekten kurtuluyor. İŞKUR üzerinden işsizlik fonundan, teşvik kapsamında hazineden ve benzeri yerlerden ücret ödemesi yapılması için işçinin kayıtlı çalışması gerek. Kayıtlı işçinin asgari ücretinin bazen neredeyse tamamını, vergi ve primlerini patron ödemez. Bazı patronlar, üstüne teşvik parası almalarına rağmen kendi gelir vergisini bile ödemiyor. Bazı patronlar, bu kapsama girebilmek için işçiye giriş-çıkış yapıyor.
Tüm bunlara rağmen, devletin kasasından ödenen asgari ücretin artan 400 lirası, patronlar tarafından işçiden geri isteniyor. Özellikle az çalışanın olduğu yerlerde, taşra il ve ilçelerinde her asgari ücret artış döneminde böyle oluyor. İşçiler, bilinçli işçiler bile işsizlik ve geçim derdi karşısında çaresiz.
İşte böyle yasalarla patronlar korunuyor, yasalar uygulanmayarak yine patronlar korunuyor, denetlenmeyerek, görmezden gelinerek, bin bir yolla patronların önü açılıyor, kasaları, cepleri dolduruluyor. İşçinin hakkı, sadece işçi mücadele ederse var. (30.01.19)