İktidar, güç kazandırdığını düşündüğü savaşa doymuyor Bu gidişi durdurmak elimizde
Afrin ilçesini denetime almak için yapılan Zeytin Dalı başarıya ulaştı denirken, yeni çatışma ve işgaller için siyasi ve askeri hazırlıklar başladı. Erdoğan, Irak’ta ve Suriye’de başka yerleşim yerlerini hedef gösteriyor. Bir yanda barış için toplantılar düzenliyor diğer yanda savaşı kışkırtıyor.
Afrin operasyonunda kaç insanın öldüğü tam açıklanmıyor. Askeri işgal süresince de ölümler olacak. Güya “güvenlik” gerekçesiyle yapılanlar hiç de güvenlik sağlamadı. Ordu ve ÖSO guruplarının kurtarıcı gibi karşılandıklarına dair, şehirdeki bir heykelin yıkılışına dair, insanların teşekkürlerine dair görüntüler kanallarda bol bol gösterildi. Amerikan ordusunun Bağdat’a girişi ve orada yapılanların minik bir taklidi gibi. Ancak Amerikan askerlerine kahraman hissetttiren günler fazla uzun sürmedi, Afrin’de de aynısı olacak. Hiçbir ülkenin ordusu, başka bir ülkeye özgürlük götüremez, ancak işgalci ordu konumuna düşer.
Bunu çok iyi biliyorlar ve bu nedenle, hızlı imar işleri yapılıp Suriyelilerin bir kesimi ilk fırsatta Afrin’e götürülüp yerleştirilecek. Yardımlarla Türkiye’yi destekleyen bir nüfus oluşturulmaya çalışılacak.
Tüm bu siyaset, neye yarıyor? Bir ilçenin hakimiyeti için 4 binden fazla insan öldü, silah üreten şirketler milyarlar kazandı, şimdi sağlık işkolundaki sermaye gurupları, imar işleriyle ilgilenen patronlar kasalarını dolduracak.
Harcanan canlar, para, Afrinliler tarafından bildikleri gibi kullanılsaydı, belki de bunların hiç birine gerek kalmazdı. Ancak o zaman iktidar, kitlelerin elinde olurdu.
Suriye, hem Akdeniz doğalgazının hem de Katar doğalgazının Avrupa’ya ulaşma yolu üzerinde. Tüm kavga, bu ve bölgenin zenginliğinden pay alma kavgası. Binlerce kilometre uzaktaki ABD’nin, Fransa’nın, Rusya’nın ve komşu İran’ın, Türkiye’nin iktidarlarının tek derdi, bir bölgeyi denetime alıp pazarlıkta söz sahibi olmak.
Erdoğan ve hükümeti, emperyalist bir ülke olmadan emperyalist ülke yöneticisi gibi görünüyorlar. Ancak izledikleri siyaset, Amerika ile Rusya arasındaki çıkar zıtlıklarını kullanıp bir o tarafa bir bu tarafa yaslanıp onların göz yumduğu kadarını yaparak kendine pay almaktan başka bir şey değil. Bu siyaset, çok eskiden beri izleniyor.
Rusya’dan 2.5 milyar dolarlık Amerika’dan korunma sistemi alındı, şimdi Amerika’dan daha pahalıya Rusya’dan korunma sistemi alınması lafı ediliyor. Erdoğan ve çevresindeki patronlar çok büyüdü ancak emekçiler ve gelecek kuşaklar, tüm ürettikleri zenginliğin, bu silahları üreten tekellere aktığını görecek, bunun sonuçlarını daha ağır çalışma, daha kötü şartlar olarak yaşayacak.
Erdoğan’ın izlediği ve çevresinin uyduğu bu siyaset, bir yanda emperyalist güçler buna göz yumduğu zamana, diğer yanda ise savaşın sonuçlarının emekçi kitleler için dayanılmaz aşamaya geldiği zamana kadar sürebilir. Her iki durumda da, hem sonuca giden yol çok yıkıcı olacak hem de sonuçları. (05.04.18)