Afrin operasyonun gerçek nedeni, söylenenler değil iktidarı sürdürme çabasıdır
AKP rejiminin Suriye’de Afrin’e karşı başlattığı savaş ikinci haftasını doldurmak üzere. Bu savaşın Türkiye’nin güvenliği için, terörizme karşı mücadele etmek için mutlaka gerekli olduğu anlatılıyor. Ancak gerçekler öyle mi?
AKP iktidarı, düzenli olarak yaptırdığı kamuoyu yoklamalarında, AKP’ye oy veren kitlelerin önemli bir kısmının adaletsizliklerden ve yolsuzluklardan dolayı uzaklaştığını görüyor. Yani AKP’nin önümüzdeki seçimleri kazanma şansı yok gibi. Erdoğan ve AKP, seçimleri kaybederse onlar için sonun başlangıcı olacağını çok iyi bildiklerinden acilen bir şeyler yapmak gerekiyordu. Bulunan çözüm Afrin’e bir askeri operasyon yapıp iktidarı garantilemekti.
Tüm savaşlarda olduğu gibi ölenler, yararlananlar ve büyük bedeller ödeyenler, emekçi ve yoksul kesimlerin gençleri olacak. Hakim sınıfın, zenginlerin gençleri, cepheye gitmeyecek. En fazla Erdoğan’ın oğlu gibi turistik gezi yapacak. Üstelik milyarlara mal olacak; silah ve diğer harcamalar, emekçilere ve yoksullardan alınacak vergiden karşılanacak. Tüm bunları görmek için müneccim olmaya gerek yok, sene başındaki zamlara Fırat kalkanı operasyonu gerekçe gösterilmişti. Burjuva devletlerinin yaptığı tüm savaşlar böyledir.
AKP iktidarı, kitlelerin kısa sürede karşı gelmeye başlayacağını bildiği için eleştiren, ne olduğunu geldiğini anlatmaya çalışan herkese karşı, müthiş baskı uyguluyor. Medyada, sosyal medyada veya bildiriyle durumu anlatmaya çalışanlar hemen tutuklanıp içeriye atılıyor. Hatta üç yıldan beri sahnelenen "Sadece Diktatör" oyunu bile yasaklandı. Başka anlamlı bir örnek, 130 bin metal işçisinin haklarını korumak ve insanca yaşayabilmek için aldığı grev kararının 10 gün öncesinden yasaklanarak MESS patronlarına kıyak çekilmesidir. İşçilerin insan gibi yaşayabilmek için haklarını istemeleri Türkiye’yi nasıl tehlikeye atıyor?
Kendisine sosyal adalet taraftarı, emekçi dostu diyen CHP de savaş çığırtkanlığı yapmaktan, savaşı desteklemekten çekinmiyor. CHP, Erdoğan ve AKP’ye karşı biri sürü eleştiri yapsa, laf atsa da, temel olarak sömürü düzeni olan patronlar düzenini destekliyor. CHP’nin emekçi dostluğu sadece laftan ibaret.
Afşin operasyonu dahil Suriye ile Irak’ta ve tüm Ortadoğu’da yaşanan kargaşanın, katliamların, dehşetlerin, yoksulluğun, göçlerin esas sorumlusu; bölgenin zenginliğini, esas olarak petrol ve doğal gazı talan eden başta ABD olmak üzere, büyük güçlerdir.
Yaşadığımız dünya ekonomik krizi ortamında, kapitalist sömürü düzeninin tıpkı Birinci ve İkinci Dünya Savaşı öncesindeki benzer bir durumda olmasından dolayı Afrin operasyonunu fırsat bilen ABD ve diğer emperyalist yönetimler, çatışmaları daha da büyüterek yayabilir. Düzenlerinin tamamen tıkandığını, ekonomik bir çözüm getirmekten aciz olduklarını gördükleri için savaşı körüklemekten çekinmezler. Yüz binlerce, hatta milyonlarca emekçi ve yoksul genç savaşta ölecekmiş, ülkeler yerle bir olacakmış, kitleler kargaşaya sürüklenecekmiş, hiç umurunda değil. Onların tek bir derdi var; egemenliklerini, sömürü ve talan düzenlerini her ne pahasına olursa olsun sürdürmek.
Esas sorun çılgına dönmüş bu kapitalist sömürü düzenidir. Bu düzen değişmediği müddetçe ne emekçiler ne de tüm insanlık huzura kavuşacak. Emperyalist güçler ve yerli işbirlikçilerinin çok büyük askeri güçleri ve imkanları var ve kullanıyorlar. Ancak Ortadoğu’daki milyonlarca emekçi, sınıf temellerinde birleşerek harekete geçerse önünde hiçbir engel duramaz. (29.01.2018)