Sinif Mucadelesi
Birmanya

Arakanlıların trajik durumu

Pazartesi 11 Aralık 2017

Papa, Myanmar’ı (Birmanya) ziyaretinde, Devlet Başkanı Aung San Suu Kyi’nin yanında Arakanlıların durumu ile ilgili bir açıklama yaptı. Ancak, Rangoon dini lideri Arşevek’in uyarıları doğrultusunda, askeri yetkilileri rahatsız etmemek için Müslümanların ismini bile anmadı.

Papa sadece diplomatik sözlerle yetinip “Dünyayı evleri olarak kabul eden herkese saygılı olmalıyız” diyerek, Arakanlıların feci durumunu en azından sözle teşhir etmesini bekleyen taraftarlarını üzdü.
Papa’nın görüştüğü Genelkurmay Başkanı Min Aung Hliang, Facebook sayfasında, Arakan bölgesinde masum olan hiç kimsenin öldürülmediğini yazmıştı.

Ordu, bir grup milliyetçi Arakanlının sınıra saldırmasını bahane edip Arakanlı kitleleri katletti. Ordu, saldırılarını önceden hazırlanmış bir plana göre adım adım uyguladı, kadınlara cinsel sadırı yaptı, terk edilmiş köyleri yaktı. 620 bin Arakanlı, Bangladeş sınırına yakın Naf nehrini geçerek daha önceki yıllarda evlerini terk edenlerin yanına, Bangladeş’teki tıka basa kamplara yerleşti.
Şimdi hastalık ve kolera salgını endişesi var.

Arakanlılar, dünyanın en yoksul bölgeleri ve eyaletlerine yerleştikleri gibi, hoş da karşılanmıyorlar. Bangladeş yetkilileri yeni kampların açılmasına karşı çıktı, üstelik kamplardaki nüfusun artmasını engellemek için kadınları kısırlaştırmayı dayattılar.

Arakanlıların üçte ikisi göç etmek zorunda kaldı. Myanmar’ın kuzey batısında geriye kalan Arakanlı sayısı 300 bine düştü, 100 bini, geçmişteki baskılar yüzünden ülke içindeki kamplarda yaşamak zorunda.
Nobel Barış Ödülü sahibi Aung San Suu Kyi, hükümeti yönetiyor. Suskunluğunu ısrarla sürdürüyor ve insan hakları savunucusu örgütlerin teşhirlerine gölge düşürüyor.

Birleşmiş Milletler, en nihayet Arakanlılara karşı yapılanların “etnik temizlik” olduğunu duyurdu. Ancak genel sekreter Antonio Guterres çok temkinli konuştu ve sadece Myanmar makamlarına seslenerek, göçmenlerin geri dönmesine izin verilmesini ve “yeniden barış” için “endişe verici tırmanışa” son verilmesini istedi.

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, şiddeti kınadı, tüyler ürpertici cinayetleri işleyenlerin hesap vermesi gerektiğini söyledi. Ancak tek yapılan bazı suçlu ordu yetkililerinin ABD ziyaretini ertelemek oldu.

Sonuçta sivil hükümet geride durup, iktidarı gerçekte elinde tutan ordunun istediği gibi davranmasına göz yumuyor. Böylece Arakanlıların göçü sürüyor. Kasım’da, Myanmar ile Bangladeş arasında, Arakanlıların 2 ay sonra evlerine dönmesine izin veren bir anlaşma imzalandı. Anlaşmanın uygulanması, Arakanlıların yaşamlarının iyileşmesi ihtimali çok az. Anlaşmanın içeriği açıklanmadı, büyük olasılıkla 1992’deki olayların ve göçlerin ardından imzalanan anlaşma gibi olmalı. Yani göçmenler, Myanmar yetkililerine eskiden nerede ikamet ettiklerini kanıtlamak zorunda. Ancak göçte veya evlerinin yakılması nedeniyle kimliklerini kaybettikleri için bunu ispat etme olanakları yok. Ordu “gerçek Birmanların” çıkarlarını savunduğunu iddia ediyor ve giderek güçlenen Birman milliyetçiliğini ve köktenci Budist akımları çıkarlarına alet ediyor.

Arakanlılar, hükümet yetkililerinden hiçbir şey bekleyemez. Çünkü yetkililer en başından beri ordu ile suç ortaklığı yaptığı gibi göç etmek zorunda kalanların topraklarına el koyuyor. Tıpkı daha önce Sosyal Kalkınma Bakanlığı’nın yaptığı gibi. Emperyalist devletlerden de hiç medet umulmamalı, çünkü onların tek istediği Myanmar ordusu ile iyi geçinip ülkenin doğal zenginliklerini, ham maddelerini talan etmek. Dini yetkililerden de hiçbir yardım beklenmemeli, çünkü onlar da işkencecilerle iyi geçiniyor ve tek yaptıkları işkencecilerden iyi niyet beklemek.

Arakanlılar, insan tacirleri tarafından soyuluyor, tefecilerin gazabına uğruyor ve üst üste yaşadıkları göçmen kamplarında sefalete terk ediliyorlar. Evlerine dönme umutları yok.

Arakanlıların düştüğü durum gittikçe kötüleşen ve katlanılamaz bir durum. Ancak benzeri durumlar yayılıyor ve her geçen gün daha başka halklar, yerli iktidarlar tarafından zorbalıkla evlerinden kovuluyor. Tüm bunlar, büyük güçlerin ve insan haklarını savunduğunu iddia eden kurumların suç ortaklıklarıyla yaplılıyor. LO (01.12.2017)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2017  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı:234 - 8 Aralık 2017  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?