Güçsüz, istikrarsız May Brexit’e hücum ederken, işçi sınıfı yaklaşan muharebeye hazırlanmalı
8 Haziran seçimini Theresa May kazandı, fakat zafer çok pahalıya mal oldu. Şimdi May hükümeti hiç olmadığı kadar zayıf ve istikrarsız. Erken seçim çağrısı yapmak siyasi bir kumardı ve May bu kumarda mağlup oldu.
Kamuoyu yoklamalarında Toriler’in İşçi Partisi’ne sağladığı 20 puanlık üstünlüğe güvenerek hedeflediği çoğunluk yerine, May, Avam Kamarası’ndaki mutlak üstünlüğünü kaybetti. “Sert” Brexit bir yana, Brexit için bile sahip olmadığı tam yetkiyi almak isterken, kibirli ve milliyetçi çizgisine karşı oy vermek isteyen seçmene bir fırsat verdi, beklediğinden çok fazla insan bu fırsatı kullandı. Partisinin rakip fraksiyonlarına siyasi bir zafer sunarak keskin nişancıları yok etmek yerine, kendisine daha da fazla saldırmaları için onlara mühimmat dağıttı!
Aslında, bazı açılardan, bu seçimlerde May’in kazanması onu yenilmesinden daha kötü bir pozisyona sokabilirdi. Çünkü yenilginin ardından, hiç değilse, Brexit sürecinin, gün geçtikçe daha ağır olacak gibi görünen siyasi yükünü kaldırması gerekmeyecekti.
Panik Siyaseti
Bu nedenlerle, 8 Haziran’dan beri May, beklenmedik olduğu anlaşılan birtakım olaylara panik içinde tepki verdi. Ancak karşılaştığı acil sorunları çözmek için ortaya koyduğu çaresiz girişimlerle, hem uzun hem de kısa vadede kendi başına daha çok çorap örmeyi başardı.
Örneğin, seçimlerin hemen ertesinde, içinde kendi bakanlarının da bulunduğu “sert” Brexit yanlısı Tory’ler, May’in gidici olduğu inancı ile, doğrudan lider değişimi talep etmeksizin ona şiddetli saldırılar yaptılar. May’in cevabı, kabinenin küçük çaplı ve hızlı bir değişimi oldu. Sert Brexit yanlıları tarafından partinin kötü seçim sonuçları için suçlanan bazı şahsi danışmalarını kovdu. Yatıştırıcı bir jest olarak da, önplandaki birkaç sert Brexit’çiyi kabineye aldı.
Böylece, Çıkış kampanyasının eski liderlerinden olan ve Brexit referandumunun hemen ardındaki liderlik savaşında May’le rekabet eden Michael Gove, Çevre Bakanı oluverdi. Küresel ısınmayı ciddiye almadığı bilindiği için STK’ler durumu öfkeyle karşıladılar.
İşçi Sınıfı ve Brexit Tehdidi
Devrimci komünistler olarak bizim sorunumuz, meselelerin işçi sınıfı üzerindeki etkisinin ne olacağı. Brexit’in nihai biçiminin ne olacağını, ne kadar süreceğini bilemeyiz. Ancak sermaye sınıfı ve onun devletinin, durumdan faydalanmak için her yolu deneyeceğini biliyoruz, bu yollar işçi sınıfı üzerindeki sömürüyü daha da artırmaktan geçse bile.
May’in, İngiltere’deki AB vatandaşları hakkında yapmaya cesaret ettiği sözde “adil ve ciddi” öneriler, işçi sınıfının kendini neyle mücadele etmeye hazırlaması gerektiğine dair bir işaret.
Zira, hangi açıdan bakılırsa bakılsın, bu öneriler, yıllardır İngiltere’de çalışan ve yaşayan AB vatandaşlarını, korkunç bir unvan olan ikinci vatandaşlığa indirecek, diğer herkesten farklı bir kimlik taşımaları gerekecek. Tabii ki hükümetin gizli eğilimi, bu Büyük Birader siyasetini diğer herkese de yaymak olabilir; bu durum, İçişleri Bakanı olduğu sırada May’in sahip olduğu kontrol-delisi eğilimlerle de örtüşecektir.
Bu noktada hatırlamakta yarar var: (Eski başbakan) Cameron, Brexit referandumundan önce, Avrupalı işçilerin refah haklarını kısıtlamak için pazarlıklar yaparken, bakanları bu kısıtlama- ların herkese uygulanmasını tahayyül ediyorlardı. Mesela, sosyal yardım olanaklarına erişim için belli bir süre boyunca çalışmış olma koşulu bir ihtimal haline gelmişti, ki bu durum, genç işsizliği de düşünülürse, genç işçileri çok etkileyecekti. Her durumda, İngiliz işçilerin kendi haklarını koruyabilmesi için en iyi yol, AB’li işçilerin haklarını korumalarına destek olmalarıdır. İngiltere’deki işçiler arasında, özellikle büyük tesislerde 3 milyon AB vatanda- şının bulunduğu göz önünde bulundurulursa, kapitalist sömü- rücülere karşı işçi sınıfının birli- ğini korumanın en iyi ve tek yolu bu.
Eğer patronlar, işçilerin bir bölümünün haklarını, diğer bölümlerin direnişiyle karşılaş- madan gasp edebilirse, sadece o işçilerle sınırlı kalmayacaklardır. Bedeli ne olursa olsun birliği bozmamak, işçilerin her zaman çıkarınadır.
(Class Struggle, 2017 Yaz sayısından kısaltılmıştır)