AKP’nin Kürt halkına karşı sürdürdüğü savaş ve HDP’nin dokunulmazlığı
Kürt halkının yoğun olarak yaşadığı bazı kentlerde adeta bir iç savaş sürüyor. Her gün sivil halk ve asker ile polis ölüleri geliyor. Buna da ek olarak mahalleler, kentler yerle bir ediliyor. On binlerce insan evini terk etmek zorunda kaldı.
Erdoğan’ın “Kürt kardeşlerim”, “Barış Süreci” lafları ne de çabuk unutuldu! Bu ölümler, daha doğrusu cinayetler ve yıkımlar ne için yapılıyor? Bunun sonucunda ne gibi bir çözüm gelecek?
Bu can alıcı sorulara AKP hükümetinin ve Erdoğan’ın ciddi bir yanıtı yok. Yok, çünkü hükümet bu fiili savaşı ne Kürt ne de Türk kitlelerinin barış ve huzur içinde yaşamasi için başlatt. AKP, iktidarda kalabilmek için Erdoğan ve çevresinin talan ve vurgunlarını sürdürebilmesi ve geçmişte yaptıklarının hesabını vermemek için bu savaşı başlattı.
Seçilen 59 HDP milletvekili, gerek mecliste gerek meclis dışında hükümetin kirli çamaşırlarını sergilemeye devam ediyor. AKP hükümetinin bu teşhir ve suçlamalara karşı, ikna edici hiçbir şeyi kalmadığı için HDP milletvekillerini susturmak istiyor. Bunu yapabilmenin ilk aşaması dokunulmazlıklarını kaldırmak. HDP milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmak için AKP, bir aydır yoğun çalışma sürdürüp, MHP’nin de desteğini alarak, haklarında bir sürü dosya hazırladı.
Sonunda AKP’nin, CHP’nin de desteğini alıp HDP milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırıp kaldıramayacağını bilmiyoruz. Ama şu kesin: HDP’nin bir grup veya tüm milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılırsa, bunun demokrasiye hiçbir katkısı olmayacağı gibi, tam aksine AKP iktidarı diktatörlüğünü daha da güçlendirecek. Böyle bir gelişmenin ise ne Kürt ne de Türk emekçilerine bir yararı olmayacağı gibi tam aksine sınıf düşmanlarının iktidarını güçlendireceği için büyük ölçüde zararlarına olacak.
Hakları için mücadele eden veya etmek isteyen emekçiler, karşılarında bu hükümeti buldu. Böyle baskıcı uygulamalarla daha da güçlenecek olan AKP hükümeti, ileride emekçiler haklarını almak için mücadele etmek istediğinde daha da baskıcı olacak.
Sakın yanlış anlaşılmasın, bizler ne bu burjuva meclisini ne çalışma yöntemlerini ne de dokunmazlık sistemlerini benimsemiyoruz. Bu meclis, patronların düzenini savunan bir meclis ve kesinlikle Türk ve Kürt emekçilerinin haklarını, ne savundu ne de savunmayı amaçlıyor. HDP milletvekilleri de ne Kürt ne de Türk emekçilerinin temsilcileri değil. Ama böyle bir ortamda HDP’li milletvekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması, büyük bir adaletsizlik ve de demokrasiyi ilerletmeyeceği gibi tam aksine geriletecek.
Sadece HDP milletvekilleri değil, istisnasız tüm milletvekilleri denetim altında olmalı. Evet şimdi bir denetim sistemi var! Patronlar düzeninin denetimi. Dokunulmazlık sistemi de bu doğrultuda işliyor.
Gerçek milletin, yani emekçilerin ve tüm kitlelerin çıkarlarını savunan bir temsilcilik ve denetim sistemi, Paris Kömünü’nde yaşanmıştı. Kitleler, temsilcilerini, toplumun yararına olan kararları uygulamak için seçtiler. Bu temsilcilerin sadece kitlelerin aldığı kararları uygulama hakkı vardı ve bunu yapmadıkları takdirde onları görevden almak için yeni bir seçimi beklemeye gerek yoktu! Çünkü kitlelerin, görevini yapmayan veya kötüye kullanan bir temsilciyi anında görevden alma yetkisi vardı. Üstelik bu vekillerin maaşları vasıflı bir emekçinin maaşını geçemezdi! (30.03.2016)