Mücadeleden başka yolumuz yok!
Asgari ücret, büyük reklam kampanyası sonucunda net 1.300 lira olarak açıklandı. Asgari Geçim İndirimi (AGİ) eklendiğinde, 127 liraya kadar artıyor. İşçilere, AKP’nin “yeni yıl hediyesi” olarak sunulan asgari ücret, 7 milyonu aşkın işçinin doğrudan, geri kalan tüm emekçileri de dolaylı olarak etkileyecek. Her şeyden önce küçük işyerlerinde ve kaçak çalışan ya da sigortasız işçi çalıştıran patronlar, AGİ’ni asgari ücretin üstüne eklemeyecek. Üstelik, altıncı ay zammı da belirlenmedi.
Bu seçim vaadiyle hem kendisini hem de patronları biraz zora sokmuş gibi görünen hükümet ve bürokratlar, aslında tam aksini yaparken göz boyamayı başardılar.
Bugüne kadarki en yüksek zamlardan biri yapılmış olsa da asgari ücret, işçi sınıfı için yoksulluk ücreti olmaya devam edecek. Türk-İş dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını (açlık sınırı) 1.385 lira, giyim, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar eklendiğinde (yoksulluk sınırı) 4.512 lira, bekâr bir çalışan için 1.682 lira olarak hesapladı. DİSK, aynı rakamları 1.400 lira ve 4.500 lira olarak açıkladı. TÜİK ise asgari ücrete üç rakam önermişti: Ağır işte çalışanlar, (AGİ eklenerek) net 1.599 lira, orta ağır 1.427 lira ve hafif işte çalışanlar için net 1.326 lira. Açıklanan ücret, tüm rakamlardan düşük!
Aslında asgari ücret, patronlar hiç zahmet etmeden, devlet eliyle ücretleri düşük tutmanın yolu. Eğer işçiler, ücretleri için patronlarıyla mücadele etselerdi, grev yapabilselerdi, ücretleri daha yüksek olacaktı. Bunu sendikalı işyerlerinde, metal işkolunda yaşayarak, gördük.
Geçmiş de bunu gösteriyor. Asgari ücret 1978, 1999 ve 2004’te en yüksekteydi. Sonraki yıldan beri, grev yasakları ve greve çıkma sayısıyla orantılı şekilde düşüyor. İşçiler, mücadale edemedikleri için ürettikleri zenginlikten pay alamıyor. Örneğin 2015 yılında kişi başı aylık milli gelir 2.129 lira deniyor, buna karşın açıklanan asgari ücret, yarısından biraz fazla.
Milyonlarca işçiye gitmeyen bu fark, bir avuç patronun kasalarını şişiriyor. Çünkü bu düzen emek sömürüsü üzerine kurulu. İşyerlerinde, işçilerin sırtından üretilen zenginlik olmazsa, düzen de olmaz, acımasızlığı da.
Asgari ücret artışı için hükümet patronlara epeyi dil döktü, paranın çoğunu da karşılayacak. Kalanı da işçilere enflasyon ve işsizlik olarak geri dönecek. Çünkü hükümet, 270 liralık ek artışın, 110 lirasını bir yıl boyunca ödeyeceğini açıkladı. Eğer işçi asgarı ücret alıyorsa. Bu da patronlara, tüm ücretleri, asgari ücrete indirme ya da yüksek ücretli işçiyi çıkarıp asgari ücretten işçi alma olanağı vermek demek. Öyle de olacak!
Üstelik bu zammın karşılığı olarak, kıdem tazminatları yeniden gündeme getirildi. Patronlara, işçilerden kestikleri tazminat parasının üstüne yatmaları için hemen işe girişilecek. Yine de patronlar memnun değil. Çünkü patronlar, işçilere vereceklerini sadece kendileri karar vermek istiyor ve de işçilerin bir kaç ay dahi olsa geçim derdinden kurtulmasını, biraz olsun rahat etmesini istemiyor.
Her şeye rağmen artış; emekçilere ne kadar rahatlama sağlayacak?
Seçim oldu, bir daha seçim oldu. Bombalar patladı, insanlar parçalandı, çatışmalar, iç savaşa dönüştü. Siyasilerin savaşa dahil olmak için izledikleri siyaset gittikçe tırmanıyor. Tüm bunlara rağmen patronlar, kasalarını doldurdu. Fabrikalarda, madenlerde, inşaat alanlarında ölümüne çalışma hız kesmedi; patronlar büyüdü, büyüdü. Emekçiler, hala kendilerine iyi bir iş ve yaşam olanağının gelmesini istiyor.
İstemek ve siyasilerden beklemek hiç bir şeyi getirmeyecek. Bunu en iyi bilen Renault işçileri. Onlar, ne seçimi ne sendikayı ne patronu ne de yasaları beklediler. Tecrübelerinden yola çıkıp örgütlendiler, sadeca 12 gün birlik olup baskıya dayanmaları yetti. Kimseye minnet etmeden istediklerinin çoğunu aldılar, Türkiye’nin en büyük patronunu ve hatta en büyük patron örgütünü yola getirdiler.
Renault işçileri, tüm emekçilere yolu gösterdi. Önümüzdeki yılın, tüm emekçilerin onların açtığı yoldan yürüdüğü bir mücadele yılı olmasını diliyoruz. (31.12.2015)