Oyak-Renault’daki son gelişmeler
Grevden sonra idare iki defa karşı saldırıya geçip işçilerin tepkisini ölçmeye çalıştı.
İdare, ilk saldırısını fabrikada sevilmeyen bir işçiyi işten çıkararak gerçekleştirmeye çalışınca tetikte bekleyen işçilerin tepkisi aniden gelişti ve yeni bir grev yayılmaya başladı. İdare hemen bu işçiyi işe geri aldı ve hazırlamış olduğu tuzak sökmedi. Çünkü işçiler bu işçiyi sevmiyoruz “işten atılması iyi oldu” oyununu yutmadı! Ek olarak da eyleme geçen işçiler, işten çıkarmada seçilen işçi temsilcilerinin onayını alma şartını idareye kabul ettirdiler.
İkinci saldırıda ise idare, seçilmiş 8 işçi temsilcisinin eskisi gibi işe dönmesini dayatınca aynı günün çıkışında çok kalabalık bir yürüyüş gerçekleşti. İdare yeniden hemen geri adım attı ve temsilcileri tanıdı. Aksi takdirde grevin yeniden başlayacağını somut olarak gördü. Yani işçilerin kitlesel eylemi, patronlara nasıl diz çöktüreceğini bir kez daha somut olarak gösterdi.
Bu iki saldırının da püskürtülmesi sonunda Renault idaresi, 26 mayısta grevi bitirmek için verdiği sözleri tutmak zorunda kaldı; MESS’in verdiği ikramiyeleri iki katına çıkararak yüksek ücretlere ayda 240, düşük ücretlere ise ayda 360 lira vermeyi kabul etti.
Artık idare, işçilerle kavgasında geri adım atıp işçilerin zaferini kabul etmiş gibi görünüyor. Çünkü üretilen Clio4 model arabalara çok büyük sipariş ve talep var ve Renault bu talebi karşılamakta sorun yaşıyor.
Grev nedeniyle Renault Bursa’da en az 12 bin araba üretimi kaybına uğradı ve bu nedenle de Flins fabrikasında (Paris bölgesinde) üretim çılgınlığı var. Flins idaresi, gece vardiyasını 23 mayısta durdurmuştu. Şimdi yeniden gece vardiyası istiyor. Yine de ekimden önce önemli bir üretim artışı olanağı görülmüyor. İdare gerçekten sıkıştı, talep çok arttı, ama bir türlü karşılayamıyor. Hem Bursa’da hem de Flins fabrikasında, yana yana fazla mesai kabul edecek işçiler arıyor. Ama özellikle de Bursa’da, fazla mesai yapacak “gönüllüleri” bir türlü bulamıyor.
Renault idaresi önümüzdeki dönemde, özellikle de Bursa’daki fabrikasında, hiçbir sıkıntı yaşamak istemiyor. Çünkü işçilerin artık boyun eğmediğini görüyor ve üretim için gerekli en az 6 aylık dönemde, güç dengesinin işçilerden yana olduğunu görerek karşı saldırıya geçmeyi tercih etmiyor.
İşçilerin gündeminde ise güçlerini nasıl koruyacakları ve çıkarlarını savunmak için hareketlerini nasıl denetleyip sürdürecekleri var.
Bu açıdan bakıldığında sorunlardan biri sendika seçimi. Bu konuda 4 olasılık var.
Yeni bir sendika oluşturmak: Sol militanların TOMİS isimli bağımsız sendika girişimi var. Ancak bu girişimcilerin fabrika içerisinde bir varlıkları olmadığı gibi işçilerin çoğunluğu onlara güvenmiyor.
Hak-İş: Hükumete yakın olan sendika yaptığı girişimlerde başarılı olamadı. İşçilerin çoğunluğu karşı, çünkü Hak-İş kıdım tazminatlarının kaldırılmasını savunuyor ve işçiler de bunu biliyor.
Türk-Metal-İş: İşçilerin bu patron yanlısı sendikaya karşı büyük bir öfke ve kini var. Ama idare sendika taraftarı ve ilk fırsatta geri getirmek istiyor.
Birleşik-Metal-İş: Sol bir sendika olduğunu iddia etse de işçilerin çoğunluğunun gözünde onun da Türk-Metal’den çok fazla bir farkı yok. İşçilerin çoğu Birleşik Metal’in bulunduğu yerlerde tutumu ve kazanımlarının çok da farklı olmadığını düşünüyor.
İşçiler, sendikacıların, patronlarla birlikte kapalı kapılar ardında çevirdikleri dolapları yeniden yaşamak istemiyor ve bu nedenle somut istekleri var:
1-Üç yıllık sözleşme istemiyorlar. Fiyat artışlarının denetlenmediği ve zirve yaptığı bir ortamda 3 yıl boyunca %2 veya 3’lük ücret zammıyla nasıl geçiniriz diyorlar.
2-Temsilcilerin 2 yıldan daha uzun süre için seçilmesini istemiyorlar.
3-Sendika aidatının, bir günlük ücret yerine, 2 saatlik ücreti geçmemesini ve de tüm hesapların işçilerin denetimi altında olmasını istiyorlar.
Özcesi, işçiler hareketlerini denetim altında tutmak istiyorlar ve bir işçi bunu şu şekilde ifade ediyor: “Hep birlikte hareket ettik. Alınan kararları demokratik bir şekilde hep beraber aldık ve temsilciler bize danışmadan bir karar aldıklarında, tepki gösterip onların kulağını hemen çekiyorduk!”
Renault grevi, on binlerce metal işçisinin ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Bu nedenle de isteğimiz ve dileğimiz başarılı bir şekilde devam etmesi. Patronlar bu durumdan hiç de memnun değil ve şimdiden bu zaferin yenilgiyle bitmesi için işçileri bölmeye çalışıyor. Örneğin seçilen bazı temsilcileri satın alarak işçilerin birliğini bozmaya çalışıyor. Amacı işçileri bölerek, moral bozukluğuna yol açmak.
Şu ana kadar işçilerin morali bozulmadı. Ancak patron ve taraftarları boş durmuyor. İşçiler için tek yol, birlikteliklerini koruyarak mücadeleye devam etmek. Bu da bir kurtarıcı beklemeden hep birlikte hareket ederek mümkün. (29.07.2015)