Sinif Mucadelesi
Patronların emrindeki düzen partilerinden emekçilere sadece bol keseden vaat var!

“İşçi sınıfının kurtuluşu kendi eseri olacak!”

Perşembe 14 Mayıs 2015

Geçtiğimiz aydan bu yana, hatta daha öncesinden, seçim vaatleri havada uçuşuyor. Neden şimdiye kadar bunlar için uğraşmadılar, hatta neden dile getirmediler, belli değil! İşçi sınıfının “birlik, mücadele ve dayanışma” günü olan 1 Mayıs’ı İstanbul’da neredeyse emekçilere zehir edenlerin bile gözü işçilerin oylarında!

AKP, kitleleri “istikrarsızlıkla” tehdit edip oy alma derdindeydi. Ancak CHP’nin para dağıtma vaatlerinden sonra, AKP de cebe hitap edecek eklemeler yapıyor, yapacak.

CHP’nin vaatleri 22 milyonu aşan emekçiyi doğrudan hedefliyor. Üstene 7 milyonu aşkın emekliye de. Bol kepçe vaat dağıtmada HDP ve sonra daha küçükleri, tüm partilerden daha ileride. Sanki bu partiler kazansa, seçim sonrasında, yaşam değişecek!

Partilerin vaatleri ekonomik ve siyasi dönüşüm önermiyorlar, karar alma olanağı yine aynı kişilerin, yani siyasilerin ve düzenin gerçek hakimi olan patronların elinde olacak. O zaman ne değişecek?

Zaten CHP’nin vermeyi vaat ettiği artışlar, son bir aydaki devalüasyon ve enflasyon yüzünden eridi bile. Böyle devam eder, işsizlik de artarsa, öğrencilere, ailelere verilecek yardımın da bir değeri olmayacak. Partiler, sadece zam öneriyor, satın alma gücünün enflasyon karşısında korunması için bir düzenlemeden bahsetmiyor.

İşçilerin ürettiği, var ettiği zenginlikten, işçi sınıfına ayrılan payı büyütmeye vaat eden yok. En fazla pastayı büyütünce yani ekonomik büyüme olursa, emekçilere giden payın da büyüyeceği lafları var!

Oysa gerçekte böyle olmuyor. Ekonomik gelişme döneminde patronlar, dünyanın dört bir yanında iş yapacak, dolar milyarderleri listesine girecek kadar büyüdü ama emekçiler, boğazına kadar borç içinde yerlerinde sayıyor. İşçi sınıfı, neredeyse her iş kolunda verimlilik rekoru kırdı. Yani az işçiyle, düşük ücretle, ölümüne çalışmayla, çok iş yaptı. Bu yolla, ekonomi büyüdü, onların diliyle pasta büyüdü ama patronlar, siyasetçileri, sendika bürokratlarını, yasaları, mahkemeleri kullanıp daha fazlasına el atıp kendi paylarını arttırdılar.

İşte bu nedenle acil olarak yapılması gereken, patrondan alıp işçi sınıfına vermek. Yani ekonomik zenginlikten işçi sınıfına giden payı arttırmaktır. Hiçbir parti bunu yapmaz, lafını bile etmez. Çünkü böyle bir şeyi yapabilmek için ekonominin denetimi işçilerin ellerinde olmalı.

Üstelik kriz nedeniyle ekonomi küçülüyor. Bu ortamda patronlar, işçilerin hakkına daha çok el atıyor. Patronları, ne siyasiler ne de kağıt üzerinde yazılı kanunlar durdurabilir.

Patronları durdurabilecek tek güç işçi sınıfıdır. Tıpkı ücret zammı için patronu dize getiren Boydak ve Bosch işçilerinin yaptığı gibi. CHP, HDP ya da daha soldaki hiçbir parti, işçilere değil, patronlara kemer sıktırmak için işçi sınıfını mücadeleye çağırmıyor. Sadece vaatlerini dinleyip, avunmamızı, onlara oy vermemizi istiyorlar.

Eğer bunca yıldır her seçimde verilen ve seçimin ertesinde bir daha sözü edilemeyen vaatlere hala kanmak istiyorsak, seçime katılan yirmiyi aşkın siyasi partiden birini seçebiliriz. Aksi taktirde, ekonomik, sosyal, demokratik sorunlarımızın çözümü için kendi sınıf çıkarlarımız temelinde mücadele etmek için örgütlenmeye başlamalıyız. (26.04.2015)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2015  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 203 - 2 Mayıs 2015  Site yaşamını izle Başyazı   ?