Ana sayfa > Arşiv > Arşiv 2015 > Sınıf Mücadelesi Sayı : 203 - 2 Mayıs 2015 > Güncel... Güncel... Güncel...
İttifaklar değişiyor ama uygulanan siyaset aynı
10 ile 11 Nisan günleri Panamada gerçekleşen Amerika zirvesinde Obama, Kuzey Amerika emperyalizminin yarım yüzyıldan beri etkisi altında tuttuğu Latin Amerika’ya şirin görünmeye çalıştı.
Zirvenin en öne çıkan yönü, Obama ile Küba lideri Raul Kastro’nun el sıkışması oldu. 1959’da Küba’da gerçekleşen ulusal devrimden sonra ABD, 50 yıl boyunca ambargo ve kuşatma siyaseti uygulamasına rağmen Küba’ya diz çökertmeyi başaramadığı için yeni bir siyaset uygulamaya karar verdi. ABD artık, Küba ile ilişki kurmaya karar verdi ve büyük bir olasılıkla ambargoyu kaldıracak. Büyük ABD şirketleri, Küba ile direk ve engelsiz ekonomik ilişkiler kurmak için yıllardan beri sabırsızlıkla bekliyordu.
ABD emperyalizminin Küba’ya karşı uyguladığı ambargo aynı zamanda diğer bölge devletleri ile olan ilişkilerini de zedeliyor. Birçok Latin Amerika ülkesi, ABD’ye mecbur kaldığı için boyun eğiyor. Önceki Amerika zirvelerinde Küba’nın dışlanmış olması, bazı devletleri rahatsız ediyordu. Her zirvede, Kasto’nun müttefiki olan Venezüella dışında da bazı devletler, bunu protesto ediyordu.
ABD’nin bölgedeki yeni siyaseti, gelecek başkanlık seçiminde aday olamayacak olan Obama tarafından yönetiliyor. Obama’nın siyaseti, 2016 başkanlık seçimi dolayısıyla kendilerinin farklı olduğunu ispat etmeye çalışan Cumhuriyetçiler tarafından eleştiriliyor. Çünkü Cumhuriyetçiler, ABD’deki bazı çevrelerin, özellikle de yıllarca sürdürülen Küba karşıtı propagandanın etkisinde olanların, desteğini almak istiyor.
Şu aralar Obama, kendisinden öncekilerin yani hem Cumhuriyetçi hem de Demokratların, iddia ettiklerinin tersini anlatmaya çalışıyor: “ABD süper gücü sayesinde bazı riskleri, tedbirli bir şekilde, alabilecek konumda. Küba’ya karşı denetimli bir açılımda fazla bir risk yok. (Küba) Bizim temel çıkarlarımızı tehdit edebilecek konumu olmayan bir ülke.”
ABD’nin, İran’a karşı olan siyasetinde de bir gelişme yaşanıyor. ABD, İran’a karşı 1979’da başa gelen molla rejimine bir çeşit boykot uygulayıp ekonomik cezalandırmalarda bulundu. Şu sıralar ABD’nin, Irak’ın cihatçıların eline geçmesini engellemek için İran’a ihtiyacı var. Obama, bu konuda da şimdiye kadar uyguladıkları siyasetten farklı söylem geliştiriyor: “İran’ın askeri bütçesi 30 milyar dolar. Bizimki 600 milyar civarında. İran bizi yenemeyeceğini iyi biliyor.” Bu o kadar açıktır ki… ABD yöneticileri 30 yıldan fazla bir süre boyunca tam aksini iddia ettiler!
Obama sonuç olarak ABD’nin diplomatik siyasetini, özellikle de ABD emperyalizminin geçmişte uyguladığı ve zaman içerisinde yararlı olmaktan çok zararlı olanları, değiştirmeye çalışıyor. Ama Nobel Barış Ödülünü almış olan Obama, yine de ordularını kullanarak askeri müdahalelerde bulunmaktan da çekinmiyor. ABD emperyalizminin Irak, Suriye ve son olarak Yemen’de yaptığı askeri müdahaleler ortada.
ABD emperyalizmi bir yandan onlarca yıl önce başlattığı yangınları söndürmeye çalışıyor. Ama diğer yandan ise gelecek yıllarda daha artacak olan karışıklığın büyümesine katkıda bulunuyor.