Ana sayfa > Arşiv > Arşiv 2015 > Sınıf Mücadelesi Sayı : 202 - 3 Nisan 2015 > Fabrikalardan... İş yerlerinden > Gıda
Geçer bu dertler acılar!
Patron, şefimizi satın aldı. Zaten tüm idareciler, patronun adamı ama satın alması daha da tehlikeli. Çünkü kendisini “üst tabaka” gördüğü için “alt tabakaya” çok baskı yapıyor. Kendi görüşünden olmayanları sindiriyor.
Dört aydır çalışan genç bir arkadaşı, bu şef, yeni işe başladığında, birkaç kez cuma namazına götürdü. Ancak işçi, cumaya gitmeyi bıraktı. Bu nedenle şef, cumaları gelip masayı yumrukluyor, “uyan, uyan” diye bağırıyor, arkadaşa. İşçi arkadaş, kimsenin kendisini zorla namaza götüremeyeceğini söylüyor. Yine de sırf alevi olduğu için her gün şefin baskısı altında çalışıyor.
Geçen gün, “mecliste birbirlerini yiyorlar” dediği için şef köpürdü. Hükumeti suçlamasına öfkelenerek “kapının işaretlenmesini mi istiyorsun, evinden alınmak mı?” diye tehdit etti. Kendinden olmayana, açıkça saldırdı.
İşçi arkadaşa, müdürle konuşmasını önerdik. Çünkü sadece şefin baskı ve ayırımcılığı yetmediği gibi işçiler de aynı kelimeleri kullanarak, sözde eğleniyorlar.
Mahalle baskısı denen şey tam da bu! Ancak her akşamın bir de sabahı var! (Bir işçi)