Ana sayfa > Arşiv > Arşiv 2014 > Sınıf Mücadelesi Sayı : 196 - 3 Ekim 2014 > Fabrikalardan... İşyerlerinden > Banka
Eğitim vakti söylenen süslü laflardan eser yok
Dünyaca ünlü bir bankada işe başladım. İşe başlamadan önce tüm adaylara eğitim veriliyor. Lüks binalar, güzel giyimli kadın ve erkekler, bolca vaat. Hatta bankanın yöneticisi ile aramızda sınıf farkının olmadığını vurgulamak için “biz ortak alanları kullanan, aynı binayı paylaşan bir bankayız. Diğer bankalardan çok farklıyız” dendi.
İş güvenliği eğitiminde, iş kazaları, canlandırma videolar eşliğinde anlatıldı. İzletilen filmde de verilen notlarda da, tüm hataların hep işçilerden kaynaklanmış gibi anlatılmasına pek şaşırmadım. Ancak eğitmen, bizi etkileyen bir konuya vurgu yaptı. “Servislerde mutlaka emniyet kemerlerinizi bağlayın” dedi. Emniyet kemerini bağlamadığı için çok hafif bir kazada ciddi travma yaşayan olduğunu ve bankanın onların hatası olmasına rağmen tazminat ödediğini söyledi. Servise ilk bindiğimde ise hiçbir koltukta emniyet kemeri olmadığını gördüm. Servis araçlarının dışında, polis baktığında, her şey tam ama içerisi aynı değil.
Sonraki servis o kadar bakımsız ki frenleri bile tutmuyor. Beraber çalıştığım bir arkadaşımın bu konuda fikrini sordum. Neden frenlere baktırmıyorlar diye, şoförün hiç vakti olmadığını, “bu yoğunlukta bir de bununla mı uğraşacağını” söyledi. Ben de Torunlar inşaatın şantiyesinde asansörde ölen işçileri hatırlattım; “biz öldükten sonra frenleri yaptırsınlar o zaman” dedim. Bunu serviste herkesin içinde söyledim. Sanırım işe yaradı. Örnekten sonra servis şoförüne baskı yaptılar ve servis aracını değiştirdiler. (Bir işçi)