Nurjuvazi, nurjuvaziye karşı
Gülen cemaati ile hükumet arasındaki kavga, yeniden hızlandı. Hükumetin, kitleleri ikna ve kamuoyunu hazırlama çalışmasının ardından, yüzü aşkın çeşitli düzeylerde polis gözaltına alındı, bir kısmı tutuklandı.
Ergenekon soruşturması sürecinde olduğu gibi, dalga dalga operasyonlar oluyor. Bugünkü fark, o dönem güçlü olanlar, şimdi suçlu durumunda.
Kemalistlere, milliyetçilere ve her zaman Kürtlere ve sola karşı zalim olan polisler, birden demokrasi, kanun, hak istiyor. İftar açamamış, rahat uyuyamamış, kelepçe takılmış, şikayetleri çok. Üstelik, mazlumu oynayıp, dini gösteri yapıp “her şeyi millet için” yaptıklarını iddia ediyorlar. Ancak, tüm o sözde fedakar amirlerin, 731 (5 yıl boyunca her ay) ile 490 kez arasında, maaşla ödüllendirme aldıkları ortaya döküldü. Onların “millet sevgisi” cüzdanlarından geçiyor.
Karşı tarafta ise bu polislere soruşturma yaptıran, dava açtıran, hapislere attıran, üstelikte para karşılığında, tüm bunları yaptıran hükumet var. Polis amirleri, saatini, gününü, yerini vererek, bizzat başbakanın her şeyi bildiğini açıkladılar.
Demek ki iki taraf da gerçeği söylemiyor. Yıllarca aralarında su sızmadı, sorunsuz iş yaptılar. Şimdi çıkarlarda anlaşmazlık olunca, birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya döküyorlar.
Hem hükumetin hem de tarikatın ağızlarından düşürmedikleri “millet” kendi ekonomik çıkar çevreleri, “hizmet” ise bu çevrelere iş ve kazanç olanakları sağlamak. Pasta büyükken, rahatça paylaşıyorlardı, küçülünce birbirlerine düştüler. Ancak kavgasını verdikleri, onların değil, işçi sınıfının sömürüsüyle üretilen zenginliktir. Hükumet ya da tarikat etrafında kümelenen çıkarcı asalakların tümünden kurtulmak gerekiyor. (03.08.2014)