AKP hükümeti 2025 yılının ilk 6 ayında yine sömürü düzenini ve adaletsizliklerini tüm imkanlarını seferber ederek sürdürdü. Buna karşılık işçi sınıfı kendini savunmaya devam etti. Özetle, belirli kazanımların elde edilmesine rağmen kayıpların yaşandığı bir mücadele dönemi olduğunu söyleyebiliriz. Bir yanda Erdoğan-Şimşek programı kapsamında dayatılan düşük zamlar, esnek çalışmaya ve sendikasızlaştırmaya karşı süren grev ve direnişlerle belirli kazanımlar elde edilirken diğer yanda yüksek enflasyon ve önemli oranlarda artan vergiler emekçi ücretlerinde büyük erimelere yol açtı. DİSK-AR verilerine göre 2025 yılı ilk 6 ayında enflasyon ve vergilerin faturası en az 972 miyar TL’ye ulaştı.
Metal işçileri direndi ve kazandı
2025 yılında patronlar ve hükümet ücret zamlarını en düşük seviyelerde tutmaya, 2 yıllık sözleşmeler yerine 3 yıllık sözleşmeler dayatmaya çalıştılar. Ama özellikle metal iş kolunda MESS’e bağlı fabrikalarda başlayan grevler, Cumhurbaşkanı kararnamesiyle yasaklanmasına rağmen sürdürüldü ve önemli kazanımlarla sonuçlandı. Evrensel gazetesindeki verilere göre, Örneğin Hitachi Energy emekçileri 20 günlük grev ardından ilk 6 ay için yüzde 60.5 zam alırken 3 yıl yerine 2 yıllık sözleşmeye devam ederken, esneklik maddeleri de geri çekildi. GE Grid Solutions’da 33 gün süren grevle ilk 6 ay için % 47 zam ve ek artış sağlandı ve de 3 yıllık sözleşme ve esneklik maddeleri kabul edilmedi. Arıtaş Krijojenik’te 23 günlük grevin ardından ilk 6 ay için % 45 zamla 1 yıllık sözleşme imzalandı. Schneider Elektrik’te ise 25 günlük grev sonucu 2 yıllık sözleşme hakkı korundu.
Metal sektörü dışındaki grevlerde de bazı dikkat çeken kazanımlar elde edildi. Tütün fabrikalarında çoğu asgari ücretle çalışan emekçiler, grev sonrası ortalama % 100 oranında zam alabildi. Tezcan Galvaniz’de 46 gün süren grevin ardından emekçi ücretlerine % 71 zam yapıldı. Gebze’deki Pulver’de ise emekçilerin birkaç saatlik grevi patronun % 55’lik teklifini % 92’ye çıkarmasıyla sonuçlandı.
Sendikalaşma mücadelesi ve süren direnişler
2025 yılının ilk yarısında ücret mücadelelerine ek olarak sendikalaşma hakkı elde edebilmek için de önemli mücadeleler verildi. Örneğin Tuzla’daki Tarkett fabrikasında patron, başlangıçta emekçilerin sendika hakkını tanımadı ve zamsız çalışmayı dayattı. Ancak 18 Eylül 2024’de başlayıp 17 Şubat’ta sona eren grev sayesinde emekçilerin hakları tanındı. İstanbul Çatalca’daki Polonez fabrikasında ise sendikalaştıkları için işten atılan 135 emekçi 6 ay direniş sürdürdü ve sonunda emekçilerin 6 aylık ücretlerinin ödenmesi, sendikal tazminat almaları ve fabrikada sendikal hak tanınacağı konusunda anlaşmaya varıldı.
Bazı sendika yönetimlerine karşı da mücadele etmek gerekti
Bazı mücadelelerde emekçiler sadece patronlara karşı değil, üye oldukları sendika yönetimlerine karşı da mücadele etmek zorunda kaldı. TÜPRAŞ’ta sendika yönetiminin, emekçilerin iradesini hiçe sayarak gece yarısı düşük zamma imza atması üzerine emekçiler rafinelerde 2 günlük direniş yaptı. Ama Kamu ve belediye emekçilerinin yaptığı mücadelelerde ise kazanımlardan çok yenilgiler alındı. Yaklaşık 600 bin kamu emekçileri talep edilen % 85 zam yerine % 16 ile sınırlı kaldı. 4 milyon memur ve 2.5 milyon memur emeklisi ise 2026 yılı için yüzde 18 ve 2027 yılı için ise yüzde 8.5 ile sınırlı kaldı. Yine de işçi sınıfı toplumdaki dinamiğini ve gücünü koruyor… ümidimiz de onda. (02.09.25)