Kazakistan: İşçi Sınıfından Korkan Bir İktidar

Pazar 21 Temmuz 2024

Kazak bürokratların iktidarını sarsan 2022 yılının Ocak ayındaki halk ve işçi ayaklanmasından bu yana «haydutlar ve teröristlerin» üzerine baskı uygulanmasından geri durulmadı.

Ülkenin başlıca kenti Almatı’da dokuz ay süren bir dava on bir sanığın suçlu bulunmasıyla sonuçlandı: iddiaya göre bu kişiler belediye binasına ve daha da önemlisi Başkan’ın konutuna saldırmışlardı. Savcı başlangıçta on ila on iki yıl hapis cezası istemişti. Daha sonra, sanıklardan herhangi birini suçlayacak delil bulunmadığı gerekçesiyle dört yıl hapis cezası istedi. Yargıçların, polisin ve sonuçta Kazak yöneticilerin karşı karşıya olduğu sorunlardan biri de bu : akaryakıt fiyatlarındaki artışa isyan ederek eski başkan Nursultan Nazarbayev ve onun yerine geçen Kassym-Jomart Tokayev’in diktatörlüğüne karşı ayaklananlar nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturuyordu.

Onlar için daha da kötüsü, rejime karşı bu siyasi isyan, on yıl önce Janaozen’de olduğu gibi, ülkenin ekonomik kalbi olan batı petrol ve gaz sanayisindeki yoğun grevlerle başlamıştı. Büyük, yoğunlaşmış ve mücadeleci Kazak işçi sınıfı, nüfusun geri kalanını da peşinden sürükleyerek mücadeleyi başlattı.

Rejim, iki buçuk yıl sonra, terk ettiği Nazarbayev’le arasına mesafe koymuş olsa da, hala kendinden nefret edildiğini biliyor. Bu yüzden de isyana katılmış olmasalar bile isyana sempati duyduklarından şüphelendiği -ve sayılarının çok olduğunu bildiği- kişileri bastırmaya devam ediyor.

Tokayev, 2022 yılındaki «Kanlı Ocak» sırasında polise ve orduya, ülkenin düşmesini istediklerini söyleyerek «20.000 haydut ve teröriste» «uyarı yapmadan ateş etmeleri» emrini verdi. Ama boşuna… Kazakistan’ın maden zenginliğini sömüren Avrupalı, Amerikalı ve Çinli tröstler rejimin grev ve gösterilere son vermesini talep edince, Tokayev Putin’i yardıma çağırdı. Kremlin, yerel bürokrasinin yanı sıra Total, Exxon, ArcelorMittal ve diğer küresel devler için durumu kurtarmak üzere, tanklar ve özel kuvvetler gönderdi.

2 ve 10 Ocak 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilen baskılar sonucunda ölü sayısı resmi kayıtlara göre 238 iken, gerçekte bu sayı çok daha fazlaydı. Yaklaşık 10 bin kişi tutuklandı, yargılanmadan gözaltına alındı ve bazen işkence gördü. O tarihten bu yana, ayaklanmadan etkilenen şehirlerin her birinde birbiri ardına davalar açıldı ve 1.400 kişi «ayaklanmalara katılmak» yüzünden suçlu bulundular.

Rejim, bunun halkı korkutacağı ve Batılı «yatırımcılara» ve onların hükümetlerine güven vereceği umuduyla bir örnek oluşturmak istiyor. Ancak 2012 yılındaki petrol ve gaz işçilerinin grev ve gösterilerindeki deneyim ve bu gösterilerin şiddetle bastırılmasından on yıl sonra, bu yeni gösteriler, toplumsal öfkenin aynı nedenlerden kaynaklanarak yeniden patlamasının engellenemediğini gösteriyor. Batı medyası, her ne kadar bundan bahsetmese de, mevcut baskılar geçtiğimiz Aralık ayında özel petrol grubu West Oil Software’de çalışan işçilerin büyük bir greve gitmesini engelleyemedi. İşçilerin talepleri arasında 320 bin, 350 bin tengeyi yani 660, 720 avroyu geçmeyen maaşlarının arttırılması ve neredeyse hiç olmayan işyeri güvenliğinin iyileştirilmesi vardı. Bir mahkeme grevi ilk gününde yasadışı ilan etse de, bu grev iki aydan fazla sürdü.

Tokayev rejimi her fırsatta insanları mahkûm edebilir, ancak bunun kalıcı bir sosyal barış sağlayacağı kesin değildir.
(26.06.24)