İşçi sınıfı için çok önemli bir sözleşme

Özel sektörün en önemli sözleşmesi metal işçilerinin sözleşmesi olan TİS , Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri devam ediyor. 150 bin metal işçisinin 2025-2027 yıllarında alacağı ücreti belirleyecek olan sözleşme, sadece metal işkolundaki emekçileri değil, işçi sınıfının tamamını ilgilendiriyor. Çünkü alınacak sonuçlar tüm ülke emekçilerine yansır.

Bu görüşmelere emekçileri temsilen Birleşik Metal-İş, Türk Metal Sendikası ve Özçelik-İş'in karşısında patronları temsil eden MESS bulunuyor. MESS patronların çıkarlarını savunmak için hiç çekinmeden sömürü düzenini savunuyor, ama işçi sınıfını temsil ettiğini söyleyen işçi sınıfı sendikaları için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Bu nedenle işçilerin tepkileri ve fabrikalardaki mücadeleleri belirleyicidir. Bu geçmişte böyle oldu ve şimdi de belirleyici olacaktır. Emek Çalışmaları Toplumu'nun 2024 İşçi Eylemleri raporuna göre en çok eylemin örgütlendiği işkolu olan metal sektör olarak işçi sınıfı için eski belirleyiciliğini sürdürüyor.

MESS ile sendikalar arasında görüşmelerin devam ettiği bu ortamda metal işçilerinin elde edeceği kazanımlar hem metal sektöründeki işçilerini hem de tüm işçi sınıfının durumunda çok önemli rol oynayacaktır. Çünkü en örgütlü sektörlerden biri olan metalde işçilerin üretimden gelen güçlerini kullanarak patronların ördüğü sefalet duvarında açacağı her gedik, işçi sınıfının tamamının yaşam ve çalışma koşulu talepleri için de yol açıyor.

23 yıllık AKP rejiminde en çok metal işçilerinin grevleri yasaklandı ve engellendi. Bu bir rastlandı değildir. Metal patronlarının lobi faaliyetlerinin en etkili olduğu engelleme kararları son olarak 2024 Aralık'ta Birleşik-Metal -İş'in örgütlü olduğu, MESS grup TİS kapsamındaki 10 işyerin de “milli güvenlik“ bahane edilerek yasak ilan edinmişti. İşçiler buna rağmen yasak kararlarını yırtarak fiili grevde ısrar etti ve bu 10 işyerinde mücadele sonucu zafer elde ettiler. Bu metal işçileri patronların ve hükümetin dayatmalarına karşı çıkıp sınıf çıkarlarının savundular.

15-16 Haziran''dan “89 Bahar Eylemleri'ne dek ülkedeki simge işçi direnişlerinde ön sayfalarda yer alan metal işçileri, MESS pazarlık süreçlerinde de emsal direniş ve mücadeleler sergiledi. Aralık 2014'te Türk Metal ile MESS arasında imzalanan 2 yıllık toplu sözleşme de düşük zamma karşı 23 Aralık 2014'te Gebze'de mitingde bir araya geldi. 10 bine yakın işçi, miting başından sonuna kadar attıkları sloganlarla grev talebini dile getirdi ve sendika da grev kararı almak zorunda kaldı. Böylece “Metal Fırtınası” olarak söz edilen direniş rüzgarı, 10 yıl önce esmeye başladı. Mitingin ardından 29 Ocak 2015'te Birleşil Metal-İş üyesi 15 bin işçi 22 fabrika'da üretimi durdurmuştu. AKP iktidarı ise “milli güvenlik” bahanesiyle grevi yasakladı. Ama bu yasak direnişin daha çok fabrikaya yayılmasına sebep oldu.

Diğer fabrikalara da yayılan bu direniş işçiler için zaferle sonuçlandı. TOFAŞ, MAKO, OTOTRİM, Renault gibi otomotiv devlerinde çalışan işçiler mücadeleleriyle haklarını kazandılar.

İşte metal işçileri bu birikimleri sayesinde Birleşik Metal-İş, MESS Grup TİS kapsamında bulunan Hitachi, Grid Solutions, Schneider, Arıtaş gibi 10 işyerinde 2024 sonunda çıktığı çıkmaya hazırlandıkları grevleri, Cumhurbaşkanlığı yasaklanmasına rağmen sürdürdü ve 2025'in Şubat ayına gelindiğinde işyerlerinin tamamında grev başarıyla sonuçlandı.

Şu anda 2025-2027 metal sektörü TİS sözleşmeleri devam ediyor. Patronlar ücret zammını yüzde 38.97 ile sınırlamakta ısrar ediyorlar. Birleşik Metal-İş ise ilk 6 ay için yüzde 58.5 zam teklif etti. Birleşik Metal-İş, metal işçisinin emeğinin karşılığını vermeyen her taslak karşısında üretimden gelen güçlerini kullanacağını ilan etti.

Metal işçileri, özellikle de son AKP iktidarı döneminde de, sendikaların ılımlı davranışlarına karşı nasıl harekete geçip üretimden gelen güçlerini kullanarak patronları hizaya getirip haklarını elde ettiklerini açıkça ortaya koydular. Bu 2025-2027 TİS görüşmelerinde de haklarını elde edebilmek için aynı kararlığı göstermek zorundalar. Yoksa patronların kasalarını daha da tıka basa doldurup yoksulluk şartlarına mahkum olacaklar.

(31.10.25)