Türkiye'de 2 milyon mevsimlik işçinin içler acısı durumu

Evrensel gazetesinin haberine göre Urfa Barosu Emek Komisyon üyesi Avukat Zeynep Kurt Türkiye'de 2 milyon mevsimlik işçinin sosyal güvencesi olmadan kayıt dışı ve sömürüye açık koşullarda çalıştığını açıkladı.

Her yıl Mart ayında başlayan ve Ekim ayının başlarına kadar süren kayıt dışı çalıştırılan ve hiçbir sosyal güvencesi olmayan mevsimlik işçiler bu yıl da aynı şartlarda çalıştırıldı.

Mevsimlik işçiliğin yoğun olduğu Urfa'da mevsimlik işçiler Mart ayı itibariyle bölgeye geldi. Aralarında kadın, çocuk yaşlıların da bulunduğu aileler çalıştığı işlerde: kilogram kasa torba başı veya saat başına yevmiye usulü ücretle 10 ay boyunca çalıştılar.

Hiçbir güvenceleri yoktur ve 10 ay boyunca zor ve sağlıksız yaşam koşullarında çadırlarda kalmak zorundalar. Her yıl olduğu gibi bu yıl da yollarda yaşanan kazalarda yakınlarının bazılarını kaybettiler. Birçok çocuk da ailelerinin geçim mücadelesi nedeniyle hem okullarına devam edemediler hem de çocuk yaşta emek sömürüsünün hedefi oldular.

Mevsimlik işçilerle ilgili çalışmalar yürüten avukat Zeynep Kurt bu konuda şunları anlattı : « Öncelikle sorunların başında barınma yetersizliği ve temel haklardan yoksunluk. İşçiler çadırlarda yaşamaya zorlanmakta. Bu çadırlarda alt yapı olmadığı için gerek kanalizasyon elektrik hatta temiz suya dahi erişilemiyor. Temiz suya erişim sağlanamaması birçok enfeksiyon hastalığını da beraberinde getiriyor. Aynı zamanda işverenlerin işçilere tankerlerle su sattıklarını öğreniyoruz. Diğeri de sağlığa erişim yetersizliği. Doğum öncesi ve doğumdan sonra kadınlar hastaneye ulaşmakta zorlanıyor. Ancak ölüm-kalım meselesi olan durumlarda hastaneye götürülüyorlar. Diğer hastalık durumlarında ise kendi koşullarında idare ederek çalıştırılmaya zorlanıyorlar » diye anlattı.

Zeynep Kurt bir de bunları ekledi:”Yetersiz beslenme sorunu gizli gizli ilerleyen bir sorun aslında. Elektrik, çadır kentlerin çoğunda olmaması sebebiyle buzdolabı ve çamaşır makinesi kullanılamıyor. Buzdolabının olmayışı birçok gıda erişimini zorlaştırıyor. Pek çok tarım işçisi ebeveynin çocukları yetersiz beslenmeden kaynaklı hastalıklar yaşıyor.” diye anlattı.

Zeynep Kurt çocukların okul sorunlarını da açıkladı: “çocukların eğitim yılının 2 aydan fazlasını tarlalarda geçirdiğini ... Eğitim Bakanlığı başka kente giden çocukların bu kentlerdeki okullara yerleştirilmesi için adımlar attı, ancak bunların denetlenmesi hala yapılmıyor. Koşullar hala yetersiz. Çocuklar günde 2 saat okula ulaşabiliyor. Temel sorun kayıt dışılık. Kayıt dışılık sebebiyle zaten hangi çocuğun mevsimlik tarım işçisi bir ailede yaşadığı ya da başka kente göçtüğü bilinmiyor.”

Zeynep Kurt: ”Tarım işçilerinin yüzde 80'ni kayıt dışı çalıştırılıyor. Kayıt dışı çalıştırılması denetimin yetersizliğini gözler önüne seriyor. Kayıt dışı çalışan işçiler kazalarda başlarına gelebilecek herhangi bir durumda sigorta haklarından mahrum bırakılıyor.” diye ekledi. Ayrıca: “Mevsimlik işçilerin yardım taleplerine değil, onların haklarına bakmamız gerekiyor. Sendikaların ve kooperatiflerin varlık göstermesi gerekiyor. Çünkü işçilerin yevmiyelerinde söz sahibi tek kişi işveren. Eğer bunlar varlık gösterirse işçi de burada önemli bir konuma getirilir.” dedi.

Tabii ki sendikaların da üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeleri gerekiyor. Ama sendikaların durumu ortada olduğu için tarım işçileri de bir yolunu bulup sanayi işçileriyle birlikte mücadelelere katılmaya çalışmalıdır.

Bir kadın tarım işçisinin Mekiye Yılmaz’ın söyledikleri: 13 yaşındaki kızıyla birlikte tarlada çalıştıklarını belirterek 3 küçük çocuğunu da evde bırakmak zorunda kaldığını söyledi. “Ben çocukluktan bu yana böyle tarlalarda çalışıyorum. Sabah 5'te kalkıyoruz, akşama kadar. Eve gidiyoruz, orada da ev işleri gece 12'ye kadar böyle sürüyor. En çok kızıma üzülüyorum. Onu tarlada görünce kendi çocukluğumu görüyorum.” (30.09.25)