Sinif Mucadelesi

1 Mayıs Kökeni ve bugün

Çarşamba 8 Mayıs 2013

1 Mayıs işçi bayramı kutlamaları ilk olarak 1856’da Avustralya’da 8 saatlik işgünü talebiyle işçilerin bir günlük genel grev uygulamasıyla başladı. Ardından bu olgu diğer ülkelere de yayıldı ve 1886’da Amerika’da 200 bin işçi 1 Mayıs’ta 8 saatlik işgünü talebiyle iş bıraktılar.

Özellikle 19’uncu yüzyılın sonlarında Avrupa’da işçi sınıfının büyüyüp örgütlenerek bir güç olması sonucu artık 1 Mayıs tüm dünya işçi sınıfının mücadele ve bayram günü oldu. Patronların ve ona hizmet veren hükümet ve devletlerin bütün çabalarına rağmen bu olgu bugün de devam ediyor. Örneğin bir dönem Türkiye’de 1 Mayıs “bahar bayramı” olarak çarpıtılmaya çalışıldı ama sonunda burjuvazi 1 Mayıs’ı işçi bayramı olarak kabul etmek zorunda kaldı. Bu örnek bile işçi sınıfının gücü hakkında bir fikir vermeye yetiyor.

Ancak gerek Türkiye’de gerek diğer ülkelerde iki yüzyıla yakın mücadeleler sonucu işçi sınıfının elde ettiği birçok maddi ve siyasi kazanımlar bir bir geri alınıyor. Bu durum işçi sınıfının üretimden gelen gücünün azalmasından dolayı değil. Bunların temel nedeni bir zamanlar işçi sınıfının önderliğini temsil eden sosyal demokrasinin ve sendika önderlerinin burjuvazinin saflarına geçmesinin, 1917’de Rusya’da gerçekleşen işçi sınıfı devriminin yozlaşıp Stalinist bürokrasinin iktidara el atmasından ve süreç içinde işçi sınıfına ihanet edip dünya devriminden vazgeçip Sovyetler Birliğinde “işçi sınıfı adına” kanlı bir diktatörlük uygulaması ve ardından çökmesinin ve de kapitalizmin insanlığı yeniden feci bir ekonomik krize sürüklemiş olmasıdır.

Bizler komünist devrimciler olarak bu sürecin geçici olduğuna ve işçi sınıfının ileride yeniden moralini düzeltip burjuva düzenin saldırılarına karşı kitlesel tepkiler gösterebileceğine güveniyoruz.

Türkiye’de 1970 - 1980 yılları arasında işçi sınıfı verdiği mücadelelerle kendini savundu ve sömürücü kapitalist düzene kafa tutup sendika önderliklerini de mücadelede yer almaya zorladı. Patronların bir temsilcisi 1980’den önce işçilerin güldüğünü ve bundan sonra onların güleceğini söyleyerek bunu ifade etmişti.

Kısacası patronların sömürü düzeni daha feci bir şekilde devam ediyor. Bu nedenle Lenin’in 1904’te kaleme aldığı satırlar hala güncelliğini koruyor: “Yoldaş işçiler 1 Mayıs geliyor, bütün ülkelerin işçilerinin sınıf bilinçli bir hayata uyanışlarını, insanın insan üzerindeki her türlü zulüm ve baskısına karşı mücadelelerindeki dayanışmalarını, emekçi milyonların açlık, yoksulluk ve aşağılanmadan kurtulmak için yürüttükleri mücadelelerini kutladıkları gün. Bu büyük mücadelede iki dünya karşı karşıya duruyor; sermayenin dünyasına karşı emeğin dünyası; sömürünün ve köleliğin dünyasına karşı kardeşliğin ve özgürlüğün dünyası. Bir yanda bir avuç kan emici zengin fabrikalara, iş aletlerine ve makinelere el koydular; milyonlarca dönüm araziyi ve yığınla parayı kendi özel mülkiyetleri haline getirdiler. Hükümet ve orduyu kendilerine uşak yaptı, biriktirdikleri servetin sadık bekçi köpeği haline getirdiler. Diğer yanda ise maldan, mülkten yoksun milyonlar…”

Şimdi ise Türkiye’de olduğu gibi dünyanın birçok yerinde 1 Mayıs neredeyse bir dini ayin veya bu yılkı gibi sahte çekişme ve göz boyama törenine dönüştürüldü. Bu çıkmazdan kurtulmanın tek bir yolu vardır: Yıl boyunca işçi sınıfından kopuk, fabrikalarda uzak ahmak kesmek yerine bütün gücümüzle işçi sınıfı içerisinde yılmadan, sabırlı bir şekilde çalışıp işçi sınıfına mutlaka gerekli olan devrimci bir sınıf örgütünün inşasına katkıda bulunmaktır.


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2013  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 179 - 3 Mayıs 2013  Site yaşamını izle Güncel… Güncel… Güncel…   ?