Sinif Mucadelesi

Yoksulluk (gerçekten) azaldı mı?

Çarşamba 10 Ekim 2012

TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) 2011 yılındaki gelir durumuna ilişkin araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Buna göre Türkiye’de yoksul sayısı azalmaya devam ediyor. Rakamlara göre 12 milyonun üzerinde yoksul var ve bu, nüfusun yüzde 16’sına denk geliyor. TÜİK’in verilerine göre Türkiye’de yoksul sayısı geçen yıla oranla 1 milyon azaldı, işsizlik de azaldı, Türkiye’nin serveti arttı.

Ancak her zaman olduğu gibi bu artan serveti yoksullar göremedi! Çünkü yoksul ile zengin arasındaki fark artmaya devam etti. Araştırmaya göre en zengin ile en fakir arasında fark artarak 11 katı geçti.

Bu rakamlara göre Türkiye’de yoksulluk oranı, 2009’da % 63 iken geçen yıl % 60,4 olarak hesaplandı. Bu rakamlar tümüyle doğru olabilir. Ancak bu, yine de Türkiye’de yoksul sayısının git gide azaldığını göstermez. Çünkü hile yapmanın bin bir yolu var. Örneğin “yoksul” kelimesini istediğiniz gibi tanımlayabilirsiniz.

TÜİK de kendine uygun tanımı yapıyor. TÜİK’e göre, kendisinin belirlediği 9 maddeden 4’ünü sağlamayanlar yoksul. Bu yöntemin çok büyük yalan olduğu servetin paylaşımına ilişkin sayılarda gizli.

Bu sayılara göre yaklaşık 60 milyon, üretilen gelirin yüzde 60’ını paylaşıyor. En yoksul 15 milyon son beş yıldır bu miktarın sadece yüzde 5’ini alıyor. En zengin 15 milyon ise milli gelirin yüzde 46’sını alıyor. Ekonominin son beş yıldır büyümesi emekçi kitleler için durumu değiştirmedi.

Öte yandan yoksulluk sınırına dahil olsun ya da olmasın toplumun çok önemli bir bölümünün yaşadığı çevre şartları, yaşam kalitesi hiç de iyi değil.

Örneğin Türkiye’nin 30 milyonu yeterince ısınamıyor, 62,6 milyon kişi tatil yapamıyor, 30,2 milyon kişi çatısı akan, rutubetli evlerde oturuyor. 44,7 milyon kişi taksitle yaşıyor. Üstelik tüm bunlar resmi, en iyimser rakamlar.

Aynı verilere göre, işsizlik de azaldı. TÜİK’e göre 2011’de, işsizlik oranı yüzde 9,8’dir. Ancak bu hesabın arkasında da çok büyük bir yalan gizli. TÜİK’in hesaplamalarına göre, eğer siz yılda sadece “bir” ay bile çalışsanız, diğer 11 ay işsiz de olsanız işsiz değilsiniz.

Günümüzde sözleşmeli ya da çağrı üzerine çalışma artık bir istisna değil kaide. Bunun en büyük uygulayıcısı da devlet! Böylece her türlü hile yapılmış olduğunda bile, işsizlik ancak yüzde 9,8 oranına indirebiliyorlarsa gerçek işsizlik bu rakamların kat be kat üstünde olsa gerek.

Bununla birlikte, çalışanların neredeyse yarısı, yüzde 43’lük bir kısmı, sosyal sigortaya kayıtlı değil. Çalışma koşullarındaki bin bir güçlüğe, tehlikeye değinmesek bile, çalışanların hiçbir gelecek, emeklilik beklentisi olmadan çalıştığını söyleyebiliriz.

AKP iktidarı boyunca neredeyse aralıksız büyüyen bir ekonomi varsa neden hala insanlar çok uzun zamandır kredi kartı ile geçiniyor? Kredi kartı borcunu gibi borçlarının altında ezildiğini söyleyenlerin sayısı yüz binleri geçti.

Yavaş yavaş yoksulluğun yayılmaya devam etmesi, toplumda gereken tepkiyi çekmiyor. Bunda hükümetin “umut” pazarlaması kadar, kendi çevresine sınırlı da olsa bazı ekonomik imkanları yaratması etkili oluyor. Bu durum ne kadar sürer önceden kestirmek zordur.

Ancak esas mesele zenginlikte değil onun paylaşımında. Bu paylaşım anlayışına göre yoksullar için cari açık, ekonomik kriz var. Patronlar için ekonomik büyüme. Yoksulluğun önüne geçilmesinin tek yolu, bu paylaşım biçimini değiştirmekten geçiyor. Bunun yolu da zenginliği üreten işçi sınıfının mücadelesi ile mümkün. (29.09.2012)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2012  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 172 - 5 Ekim 2012  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?