Sinif Mucadelesi

Sağlıkta dönüşüm “sağlık çalışanlarına şiddete” döndü!

Cuma 11 Mayıs 2012

Antep’te bir doktorun 19 yaşında bir genç tarafından, çalıştığı hastanede bıçaklanarak öldürülmesi, sağlık işkolunda çalışanlara yönelik saldırganlığı bir kez daha gündeme getirdi. Sağlık çalışanları bir gün iş bırakıp yürüyüşler yaparak, sorunlarına çözüm istediler. Ancak o günden bu yana, sağlık bakanının güya şiddetli açıklamalarına rağmen, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet devam ediyor.

Her şeyden önce Antep’te öldürülen doktor, cahil bir gencin kurbanı değil, sağlık sistemi de içinde olmak üzere tüm sistemin kurbanlarından biridir. Öldürülmesinin nedeni de iyileştiremediği hastası değil. Ölen hasta, akciğer kanserinin son safhasındaydı, yani çok az bir ömrü vardı. Sorun hastanın ölmesi değil, ölümünden sonra yaşanacaklardır. Bir emekli olan bu hasta öldüğünde emekli aylığı ve ona baktığı için aileye ödenen evde bakım parası da kesilecekti. 1.400 lira civarındaki bu para, ailenin tek geliri. Yaşlı hastanın ölümünün ardından geçen 10 gün boyunca katil olan genç, ölümü bildirmemesi için doktora baskı yapıyor. Tehdit edilen doktor, durumu hastane yönetimine bildiriyor ama yardım alamıyor. Sonuçta doktor, görevi gereği ölümü bildiriyor ve olan oluyor.

Bu cinayet, sağlıkta dönüşümün, sadaka sisteminin, ekonomik çaresizliğin, çalışana yük bindiren düzenin sonucudur. Hem ölen doktor hem de öldüren genç farklı düzeylerde de olsa bu düzenin kurbanları. Sağlıkta ve sosyal güvenlik sisteminde bugünkü düzen sürdüğü müddetçe işsizlik arttığı oranda, benzeri cinayetler olma ihtimali var.

Devlet bütçesinden hastaların yararlandığı sağlık hizmetlerine giden pay azalıyor. Özel hastaneler artık çok pahalı olduğu için yine devlet hastanelerine yığılma arttı. Ancak öte yandan, doktorların gittikçe daha hızlı çalışması isteniyor. Bunun sonucu hem kuyruk bekleme hem de gerekli ilgiyi görmemek oluyor.

Buna karşın bakanlar, kararları kendileri almalarına, düzenlemeleri kendileri belirlemelerine rağmen, sorun yaşandığında çalışanlarını suçluyor. Sağlık bakanı, sağlık sisteminde hiçbir sorun olmadığını, beklemenin olmadığını, neredeyse her şeyin ücretsiz olduğunu söylüyor. Ancak hastaneye gidildiğinde kuyruklar var, her işlem için para isteniyor, yatak yok, eczanelerde bir takım isimler altında para alınıyor. Taşeronlarda, daha kötü koşullarda, daha yoğun çalışmak zorunda bırakılan sağlık çalışanları, ücretlerini üç kuruş arttırmak için getirilen performans sistemi nedeniyle, kazanç getiren tedaviler yapmaya, pahalı ilaç yazmaya yönlendiriliyor. Ölmek üzere olan hastalar bile ameliyat ediliyor, gereksiz pahalı tahliller yapılıyor. Oysa hastaların ekonomik düzeyinde bunu karşılayacak bir iyileşme yok. O zaman hasta veya yakını şunu düşünüyor: Bakan her şeyi iyi dedi, bunları yapanlar kim; doktorlar! İşte suçlu bulundu, cezası hemen veriliyor.

Aynı durum eğitimde de yaşanıyor. Zaten devletin hizmet verdiği sağlık ve eğitim dışında yargı (polis) ve maliye (vergi) var.

Yetkililer, sorunun temellerini yok etmek yerine göstermelik tedbirler açıkladı. Daha fazla güvenlik, daha fazla güvenlik, … bu yaklaşım hiçbir şeyi çözmeyecek. Çünkü sorunu üreten sistem yerinde duruyor, hatta yayılıyor.

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti kınıyoruz. AKP’nin güya oy deposu olan “sağlıkta dönüşüm” elinde patlamak üzere. Ancak sağlık çalışanları da bundan zarar görüyor. Buna engel olmanın yolu doktorlardan, hastaneleri temizleyenlere kadar tüm sağlık çalışanlarının, temeli aynı olan sorunlarına karşı birlikte örgütlenmesi ve mücadele etmesidir. (02.05.12)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2012  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 167 - 5 Mayıs 2012  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?