Sinif Mucadelesi
İtalya

Berlusconi gitti ama siyaseti devam ediyor

Perşembe 8 Aralık 2011

İtalya Başbakanı Berlusconi üç buçuk yıllık görevden sonra hükümetinin, “Avrupa’nın istediği istikrar programının kabul edilmesinden sonra” 8 Kasım’da, istifa edeceğini açıkladı.

Berlusconi bu kararını, meclisin son toplantısında yaptığı oylamada 308 oy alarak mutlak çoğunluğu kaybetmesinden sonra aldı. Aslında bu karar, daha çok 8 Kasım’da, Cannes şehrinde yapılan G20 zirvesinin sonunda, İtalya’nın bundan böyle hem İMF’nin hem de Avrupa Komisyonu’nun denetimi altına alınmasından kaynaklanıyor.

Yunanistan, İspanya veya Portekiz’in ardından İtalya da mali pazarların spekülasyon hareketlerinin hedefi haline geldi. Başta Merkel ve Sarkozy olmak üzere Avrupa Birliği yöneticileri, Obama ve IMF Başkanı Christine Lagarde’ın da desteğini alarak, açıkça şunu ifade ettiler: “Eğer İtalya mali pazarlarda eski “güvenilir” konumunu elde etmek istiyorsa mutlaka hükümet değişikliği yapmalıdır.”

Aslında bütün bu baskılar, haftalardan beri muhalefet partilerinin, İtalyan patronlarının Berlusconi’yi ekonominin kötüye gitmesinden sorumlusu görmesinden kaynaklanıyor.

Onlara göre Berlusconi, ekonomik büyüme için gereken hiçbir şeyi yapmadı, gerekli “reformları” gerçekleştirmedi, sadece kendi şahsi işleri ile meşgul oldu.

Cannes’daki G20 zirvesinde Berlusconi, tüm bu suçlamalara karşı cevap olarak krizin kesinklikle İtalya’yı etkilemediğini çünkü İtalya’da “lokantaların tıka basa dolu olduğunu” söyledi! Berlusconi’ye göre kapanan işyerleri, tensikatlar, işsizlik, artan yoksulluk yok.

Bunların hepsi uydurma. Ancak Avrupa Birliği yöneticileri ve İtalyan patronları, Berlusconi’yi kitlelerin sorunlarıyla ilgilenmediğinden dolayı değil, spekülasyon baskılarına karşı gerekenleri hızlı bir şekilde yapmadığından dolayı suçluyorlar.

Halbuki bu geçen yaz, Berlusconi hükümeti, 100 milyar avrodan fazla tassaruf yapmak amacıyla kamu hizmetlerinde çok önemli kesintilerin yapılmasını, emeklilik yaşının 67’ye çıkarılmasını ve tensikatların kolaylaştırılmasını öngören iki kemer sıkma planını ard arda onayladı.

Berlusconi hükümeti bütün bu kararları uygulamakta kararlı olduğunu belirten bir mektubu Avrupa Birliği yöneticilerine iletti ama yine de bütün bunlar, spekülatörlerin saldırılarını azaltmadı. Bu durum karşısında İtalyan patronları durumun vahim olduğunu iddia eden abartmalarla Berlusconi’yi koltuğuna yapışıp kalmakla ve ülkenin güvenilirliğini koruyamamakla suçladılar.

Bütün bu medya kampanyası, mali “pazarları” memnun etmek gerektiği iddiaları ile iki kemer sıkma paketinin fazla tepki almadan yasalaşmasına yaradı.

Avrupa Birliği’nin istediği ile Berlusconi’nin gitmeden önce söz verdiği istikrar kanunu üçüncü bir kemer sıkma planı olacak. Bu aynı zamanda paketin acilen hem meclis tarafından onaylanması hem de ülkenin bütünü tarafından kabul edilmesi için yapılan bir şantaj.

Berlusconi’den sonra daha “güvenilir” bir hükümet oluşturulmasına gelince, bu yeni hükümet şimdiden aynı siyaseti devam ettireceğini, Yunan hükümetinin yaptığı gibi, kâra doymayan mali sermayenin isteklerini yerine getirmek için kitleleri soyup soğana çevireceğini söyledi.

Bu nedenle şunu bilmeliyiz ki maalesef, Berlusconi hükümetinin sonu, işçi düşmanı siyasetin sonu olmayacak. LO (28.11.2011)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2011  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 162 - 2 Aralık 2011  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?