Sinif Mucadelesi
Ortadoğu

Filistin Devleti ve İsrail’in sürekli reddi

Perşembe 13 Ekim 2011

23 Eylül Cuma günü, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, aynı soruyu Genel Kurul’a sormadan önce, Birleşmiş Milletler’in Güvenlik Konseyi’ne Filistin Devleti’nin üyelik isteğini sundu.

Talebin karşılanması konusunda on beş üyeden oluşan Güvenlik Konseyi’nde evet denmesi için çok az bir şans var, hatta hiç şans yok. Ancak 193 ülkenin temsilcilerinden oluşan Genel Kurul’da da aynı şeyin olacağı kesin değil. İsrail’in ve aynı zamanda onun temel müttefiki olan ABD’nin de endişesi bundan kaynaklanıyor.

Filistin halkını, Filistin Devleti’nin Birleşmiş Milletler Örgütü’ne girmesi lehinde oy kullanma hakkıyla birlikte, kendine özgü bir devlete sahip olmak hakkı gibi bütün temel haklarından yoksun bırakan, İsrail Devleti’nin hükümet sözcüsü, hemen, her zamanki hor görmesiyle, sadece Genel Kurul oylamasının bir etkisinin olmadığını, çünkü bu kurulun ne olursa olsun, çok önemsiz şeyleri bile izlemeye ve oylamaya yetkisi olduğunu söyledi.

Bununla birlikte İsrail politikasının reddi, sadece İsrail yöneticilerinin değil aynı zamanda veto hakkını kullanarak ve Filistin Devleti’ne verdiği bazı fonları kesmekle tehdit ederek Mahmud Abbas’ın girişimlerini engellemek isteyen Amerikalı vasisinin de politik yalıtımının kamuoyu tarafından onaylanması korkusu söz konusu.

İsrail ve Amerikan hükümetleri tarafından, Filistin liderlerinin isteği üzerine yapılan eleştiriler tamamıyla kötü bir niyeti ortaya koyuyor. Filistinliler, barışın İsrailli ve Filistinli iki taraf arasında yapılması gereken bir anlaşma olması gerekirken, tek taraflı bir kararı dayattıkları için İsrailliler tarafından eleştirildiler. Ancak Filistinlilerin haklarını tanımayı her zaman reddeden İsrail değil mi?

Kuşkusuz başarısız, sözde barış süreçleri bolca gündeme geldi. Öncelikle Oslo Anlaşması’yla başlatılan barış süreci, sonra 2003 yılında ABD, Rusya, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği tarafından yönlendirilen Yol Haritası barış süreci ve sonuç olarak da 2007’de Annapolis Konferansı’ndan doğan barış süreci oldu. Ancak bütün bu sözde barış süreçleri asılsız, aldatıcı oldu. İsrail’in Filistin topraklarında, Filistinlilere ve hatta İsrail topraklarında da İsrailli Araplara karşı her zaman dayattığı; mülksüzleştirme ve ırkçı ayrımcılık politikasını hiçbir zaman maskeleyemeyen perde, çarçabuk yırtılıp ortadan kalktı.

Bütün bu sözde barış süreçleri, Filistinliler, baskıya karşı her ayaklandıklarında ya savaşla bitiyordu ya da aşırı şiddet eylemleriyle noktalanıyordu. Filistinliler, kendilerine verilmesi reddedilen haklarını talep ederken, İsrail hükümetleri tarafından gerçekleştirilen Savunma Siperi, Gökkuşağı, Yaz Yağmuru, Dökme Kurşun gibi operasyonlar, İsrail’in şiddetini ve uygulamalarını ortaya koydu.

Açıkçası, Birleşmiş Milletler tarafından tanınma, eğer gerçekleşirse, Filistin toprakları üzerinde hiçbir etki yaratmayacak. Ayırım duvarı her zaman ayakta kalacak, Gazze ablukası sürecek, Filistin toprakları üzerinde İsrail yerleşimlerinin neden olduğu tahrip ve yıkım devam edecek ne mültecilerin sorunları ne de İsrail zindanlarında çürüyen binlerce mahkumun sorunları çözülecek. Mahmud Abbas tarafından istenen tanınma talebi öncelikle semboliktir ve müzakerelerin yeniden başlatma çabasının bir parçasıdır. Ayrıca Abbas, “Müzakereler bizim temel seçeneklerimizi içeriyor, ancak onların başarısızlığı nedeniyle, bugün, bizi desteklemesi için uluslararası topluma çağrıda bulunmak zorundayız” diye açıklamada bulunurken, bu konuda çok açık ve net konuşuyordu.

Kuşkusuz bu destekten, Abbas’ın beklediği ve istediği gibi «çatışmanın, tam ve barışçıl düzenlenmesi fırsatı» doğmayacak. Ancak bu destek, İsraillilerin bu hakkı onlara vermeyi istememelerine, büyük güçlü devletlerin sürekli suç ortaklığı yapmalarına rağmen, Filistinlilerin de diğer halklar gibi kendi kaderlerini tayin hakkına sahip olduklarını yeniden gündeme getirecektir. LO (23.09.2011)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2011  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 160 - 7 Ekim 2011  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?