Sinif Mucadelesi

Sağlık emekçileri haklarını ve sağlık sistemini iyileştirmek için yine mücadelede

Perşembe 7 Temmuz 2011

Seçim döneminde hükümetin sağlık alanında yaptığı düzenleme ve değişikliklerin, beğenildiği ve oy sağladığı söylendi. Bu görüştekilerin ne kadar “uzman” oldukları ortaya çıkıyor: İstanbul’da, İzmit’te ve Adana’da hastane çalışanlarının önemli bir kısmı hakları için mücadelede.

Sağlık çalışanlarının en önemli talebi, taşeronların kaldırılması, performansa dayalı çalışma sisteminin iptali, döner sermeye sistemi ile düşürülen ücretin yükseltilmesi, kreş ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi.

Sağlık çalışanları, uzun bir süreden beri hem kendi çalışma koşullarının düzeltilmesi için hem de sağlık sistemindeki yanlış düzenleme ve uygulamaların iptali için mücadele ediyor. Bu tür sorunlar, bir işyerine sadece sağlık işkoluna ait sorunlar değil.

Tüm işkollarında, patronların kârını arttırmak, kamudaki ücretleri düşürmek için dünya çapında uygulanan siyasetin parçası. Bu nedenle çözümü işkolundaki mücadele ile gerçekleşemez.

Çünkü yasaları uygulamayan, kaçak işçi çalıştıran, taşeronu yaygınlaştıran, itiraz edeni işten çıkaran yöneticiler, eleştirilmiyor aksine takdir ediliyor. Tıpkı Adana’da 3 bini aşkın taşeron sağlık işçisini mahkeme kararı sonucunda kadroya alması, çalışanlarla imzaladığı protokolü uygulaması gereken yönetimin, bir yıldır hiçbir şey yapmaması gibi.

Sağlık çalışanlarının tekrarlanan mücadelesi sonucunda, hastane yönetimi yine geri adım attı ve bir kez daha protokolün uygulanacağını duyurdu.

Medya, hükümetin uyguladığı “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nı övüp duruyor! Cebi para dolu sözde gazeteciler, sadece küçük bir azınlığın yararlandığı, kendi patronlarının sahibi olduğu lüks hastanelere nasıl karşı çıkar ki?

Karşı uçta da Yeşil Kart sahibi olduğu için sağlık sisteminden memnun olmak zorunda olan 10 milyonu aşkın yoksul ve onların kartlarından yararlanan aileleri var.

Oysa gerçekte sağlık sistemi, artık tamamen “paran kadar sağlık” sistemi haline geldi. Muayeneden tedaviye, ilaçtan proteze kadar her aşamada cepten ödeme var. Daha önce tamamen ücretsiz olan sağlık hizmetlerinin neredeyse tamamına katkı ya da fark isteniyor yani ücretli.

İstanbul’da her birine 3 bin hastanın düştüğü aile hekimine muayene olmak başarı. Devlet hastanelerinde aynı kalabalık devam ettiği için hastalar, adeta özel hastanelere yönlendiriliyor. Emekçiler için özel hastanelere girmek kolay çıkmak zor.

Eskiden kamu hizmeti olan sağlık hizmetleri, gittikçe artan oranda, özel sektör eliyle yürütülüyor. Buna kibarca “hizmet satın alma” deniyor. Hastane, her bölüm için hizmet satın alabiliyor.

Örneğin siz üniversite hastanesinde, uzman doktorlar gözetiminde doğum yaptığınızı düşünürken, doğum servisi aslında bir taşeron firma tarafından işletildiği için çalışan doktor ve hemşireler de taşeron işçisi oluyor.

Hatta bazen, Kartal’da bir hastaneden televizyona yansıdığı gibi hemşireler, gerçek hemşire bile olmuyor.

Taşeronun amacı, en düşük maliyetle en yüksek kâr etmek olduğu için çalışanların ücretini düşük tutuyor, çalışma saatlerini uzatıyor, servis, yemek yok, hatta kaçak çalıştırabiliyor.

Taşeronda kullanılan malzemeler en ucuz yani en kalitesiz olanlar, iş araçları da en ucuz ve en kullanışsız, çabuk bozup geç tamir edilenler. Tüm bunlar hastanelerde de geçerli.

Tek amaç kâr. Bu amaç hastanede olunca; daha çok hastanın bakılması, daha çok tahlil, ameliyat yapılması, daha masraflı yöntemlerin kullanılması biçimini alıyor.

İşte hükümete oy getiren, övünülecek sağlık sistemi!

Bu sistemden ilk etkilenen sağlık emekçilerinin tüm talepleri karşılanmalıdır. Sağlık emekçilerinin uygun görmediği hiçbir düzenleme ve değişiklik kabul edilemez. (01.07.11)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2011  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 157 - 1 Temmuz 2011  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?