Sinif Mucadelesi

12 Haziran seçimi ve sendikalar

Çarşamba 15 Haziran 2011

Geniş kitleler ve emekçilerin çoğu, seçim zamanlarında siyasetle daha yakından ilgilenip bir fikir edinmeye çalışıyorlar. İşte bu nedenle, düzen sınırları içerisinde olsa da, emekçilerin haklarını savunun sendikalar, seçimi fırsat bilerek, emekçilerin somut sorunlarını ön plana çıkarıyorlardı. Bunu yaparken de seçimin ne kadar sınırlı olduğunu anlatıp emekçilerin haklarını elde etmek için seçime değil, üretimden gelen güçlerine güvenmeleri gerektiğine vurgu yapıyorlardı.

Amaç hem emekçilerin en acil sorunlarını gündemde ön plana çıkarmak hem de en geniş emekçi ve yoksul kitlelerin bilinçlenmesine sınırlı olsa da katkıda bulunmaktı.

12 Haziran seçimi, birkaç aydan beri yoğun bir şekilde gündemde. İşte bu ortamda emekçilerin çıkarlarını savunduğunu iddia eden sendikalar, en azından emekçilerin temel sorunlarını gündeme taşıyıp tartışılmasını sağlamaları beklenirdi. Oysa mevcut duruma bakıldığına şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: Kendine devrimci diyen DİSK ve en radikal laflar eden KESK üzerlerine düşenleri yapmıyor. Türk-İş ve Hak-İş gibilerden böyle bir şey beklemek boşuna.

Türk-İş’in tutumu

En büyük işçi konfederasyonu olan Türk-İş, hiçbir zaman ve hiçbir seçimde emekçilerin çıkarlarını gündeme taşımadığı gibi genel başkanlarını, düzen partilerinden aday göstererek hatta bakanlıklara taşıyarak, emekçilerin sermaye tarafından daha çok ve daha kolay sömürülmesine katkıda bulundu. İşçi haklarının neredeyse yok edildiği 12 Eylül döneminde çalışma bakanı Türk-İş genel sekreteri Sadık Şide idi. AKP’nin iktidara geldiği ilk günlerde çıkardığı iş yasası mecliste görüşülürken, yine bir Türk-İş başkanı, Bayram Meral CHP ve Hak-İş başkanı, AKP milletvekiliydi.

DİSK’in tutumu

DİSK, 1980 askeri darbesi öncesinde işçi sınıfının ekonomik ve sosyal haklarını savunuyordu. Darbeden sonra yasaklanıp 1989-1990 emekçilerin kitlesel eylemlerinden sonra, yeniden resmen tanındı. Ancak emekçilerin haklarından çok düzeni savunan bir sendikaya dönüştü. Bu seçimde DİSK’in genel başkanı, bir düzen partisi olan ve kesinlikle emekçilerin haklarını savunmayan CHP’den aday. Buna rağmen DİSK’ten ihraç edilmemesi bile DİSK’in de ne konumda olduğunun çok anlamlı bir örneği.

Hak-İş ve diğer gerici sendikalar

Hak-İş ve diğer gerici ve dinci sendikalar, ya AKP’nin ya da MHP’nin denetiminde. Yönetcileri, özenle belirlendi ve şimde onlar, emekçileri değil, kendilerini oturdukları koltuklara getiren bu partileri destekleyecek çalışmalar yapıyorlar.

Gerçekten emekçilerin haklarını savunan sendikalar olsa neyi ön plana çıkarabilirlerdi?

Sendikalar, işçi sınıfının çıkarlarını savunan bir program etrafında, emekçilerin temel sorunlarını gündeme getirip kitleler tarafından benimsenmesine katkıda bulunabilirdi. Örneğin kâr ettiği halde işçi çıkaran şirketlerin bu uygulamaları yasaklanabilir. İşsizliğe son vermek için mevcut işler, hiçbir ücret kaybı olmadan, bütün emekçiler arasında paylaşılması, bütün şirketlerin hesapları, emekçi komiteleri tarafından denetlenmeli, yolsuzluk, yalan dolan yapan işyerlerine karşı gereken yaptırımlar yapılmalı.

Devlet bütçesi ve kamu gelirleri özel sermayeye peşkeş çekmek için değil toplumun ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılmalı.

Bütün çalışanların normal bir yaşama kavuşup açlık ve yoksulluk sınırlarından kurtulması için ücretler buna göre belirlenmeli.

Tabii ki bütün bunlar gündeme gelse de hemen uygulanmayacak. Ancak bunları gündeme getirme üzere atılacak bir adım, bu seçimde emekçilerin bir kazanımı olabilirdi. Bunların dışında yapılanlar düzenin oyunlarından başka bir şey değildir. (02.06.11)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2011  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 156 - 3 Haziran 2011  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?