Sinif Mucadelesi

Devlet borçları Kriz yeniden alevlenebilir

Pazar 15 Mayıs 2011

Basından aktarılan haberlere göre mali kuruluşların notlarını belirleyen Standard & Poors ajansı ABD’nin kamu maliyesinin durumunu inceleyip “gidişatın olumsuz” olduğunu belirterek, eğer “Beyaz Saray 2013 yılından önce bir kemer sıkma siyaseti uygulamaya başlamazsa”, önümüzdeki iki yıl içerisinde ABD’nin güvenilir notunu düşüreceği tehdidinde bulundu. Ardından “dünya borsalarında bir panik havası esti”.

ABD kamu borçları, 2009 yılında 12 kat trilyon dolardan bu yıl 15 kat trilyon dolara tırmandı (her ABD vatandaşına 40 bin dolar borç düşüyor ÇN). AynI şekilde ve aynI nedenlerden dolayı bütün kalkınmış ülkelerin kamu borçları zirvelere tırmandı.

Özellikle 2007 yılından itibaren kamu bütçeleri zora giren banka ve sanayi kuruluşlarını kurtarmak için devasa miktarlar harcayıp kamu kuruluşlarında büyük delikler oluşturdular. Ama bu not verme ajansının ve arkasındaki mali kuruluşların sorunu sözü edilen açıkların devletleştirilmesi değildir.

Onlar için esas sorun Obama hükümeti bu bedeli kitlelere ödetmek için bir plan hazırlamasına rağmen bu plan Kongre tarafından geç onaylandı. Çünkü artık Kongre çoğunluğu Cumhuriyetçilere geçti.

Bir not verme ajansının ABD’nin mali notunu düşürebileceğine dair küçük bir tehdidinin bile mali piyasalarda paniğe yol açıp borsalarda küçük de olsa bir çöküşe yol açması çok anlamlı: Birçok hükümetin güzel, sakinleştirici açıklamalarına rağmen kriz, özellikle de mali kriz, hiç de atlatılmış gibi görünmüyor.

Bunlara ek olarak, Alman maliye bakanının yaptığı bir açıklamanın ardından, mali çevrelerde dolaşan bazı haberlere göre, başta Yunanistan olmak üzere İrlanda’nın ve hatta Portekiz’in de orta veya kısa vadede artık borçlarını veya borçlarının tümünü ödeyemeyecek duruma düşecekler söylentileri var.

Avrupa Merkez Bankası, Avrupa Komisyonu, Yunanistan hükümeti gibilerinin, böyle bir iflasın mümkün olmadığı açıklamalarına ve güven verici sözlerine rağmen son günlerde banka ve sigorta şirketlerinin hisselerinde büyük değer kayıpları yaşandı.

Kriz atlatılmadığı gibi, devam ettiğini belirten bütün sebepler duruyor: “Pazar” diye adlandırılan olgu, yani ellerinde çok büyük miktarlarda sermaye bulunduran spekülatörler ve bütün mali sermaye çevreleri “garantiler”, yani durum ne olursa olsun önemli kazanç güvencesi istiyorlar. Bir dövizi diğer dövize karşı kullanıyorlar ve de yüksek faiz oranları dayattıkları için devletler sıkışıyor. Böylece de bütün ekonomi yavaş yavaş boğuluyor.

Krizin patlak vermesinden bu yana Avrupa özel bankalarına çok büyük yardımlar yapmış olan Avrupa Merkez Bankası, bu özel bankalara cömertçe ve çok özel koşullarda yardım etmeye devam ediyor. Avrupa Merkez Bankası özel bankalara yüzde bir faizle, yani çok ucuza, neredeyse bedavaya para veriyor ve bu özel bankalar da istedikleri gibi “yatırımlar” yapabilirler.

Özcesi bankalar, büyük miktardaki parayı, Avrupa devletlerine yüzde 4 veya 5 ve hatta Portekiz devletine yaptıkları gibi, yüzde 10 faiz ile borç para veriyor. Ek olarak da aracı şirketlere “yatırım” yapıyorlar. Yani son zamanlarda gıda ve hammadde ürünlerinde bu gibi işlemler yüzünden fiyatlarda fırlama oluyor: Örneğin buğday fiyatı son yedi ay içerisinde iki katına çıktı.

Bu sözü edilen bankaların çoğu hiç de zor durumda olmayıp 2010 yılı için büyük kâr elde ettiklerini açıkladılar. Verilen bedava krediler için bu özel bankaları kurtarma iddiası bile söz konusu olamaz. Bugün ileri sürülen gerekçeler, bu bankaların eski borçlarını ödemeleri veya bankalar arası sarsılmış olan güvenin yeniden tazelenmesi için imiş. Aslında bu ucuz krediler, her şeyden önce temel olarak spekülasyon işlemlerinde kullanılıyorlar.

Verilen para miktarlarının büyüklüğü, kamu gelirlerinin nasıl mali sermayeye peşkeş çekildiğini gösteriyor. Bankaları kamulaştırıp, bankaların kitlelerin denetimi altına alınması toplumun acil ihtiyaçlarından biridir. (05.05.11)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2011  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 155 - 6 Mayıs 2011  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?