Sinif Mucadelesi

İktidar olamayan CHP’de yine iktidar kavgası!

Çarşamba 17 Kasım 2010

CHP içinde, halkoylaması nedeniyle duran tartışma, yeniden alevlendi. Deniz Baykal’ın tasfiyesi, sadece kişi değişimi değil, siyaset değişiminin gereğiydi. İşte bu yeni siyasetin, parti içindeki kadroları, son halini alıyor.

2008 yılındaki CHP kurultayında Deniz Baykal, genel başkan iken, parti yönetimini tek başına belirlemek için, bir tüzük değişikliğine gitmiş, parti yönetimini belirlemeyi kendi tekeline almıştı. Ancak bu tüzük maddesinin uygulanması, parti için dengeler nediniyle ertelendi ve uygulanmadı.

İşte, Yargıtay, bu tüzük maddesinin uygulanmasını istedi. Şimdi, Kılıçdaroğlu parti başkanı olduğu için, bu tüzük onun çıkarına oldu.

Demokrasi ve “halkçı yönetim”den bahseden Kılıçdaroğlu, bu tüzük maddesini kulanarak, parti yönetimini istediği gibi oluşturdu. Bu kararı açıklamasına şöyle başladı: “CHP, devrimcilerin partisidir.”

Evet, Kılıçdaroğlu kendi devrimini yaptı! Ama bu neye, kime yarayacak?

Geçtiğimiz hafta, hükümet, devlet kadroları, generaller ve medya, bir avuç ayrıcalıklının 29 Ekim eğlencelerini konuştu. Aynı gün Kılıçdaroğlu, Paşabahçe Devlet Hasatanesi’nden işten çıkarılan ve işe geri dönmek için açlık grevi yapan taşeron işçisiyle görüşmeye gitti. Ve bunun reklamını yaptı: “Biz o akşam Paşabahçe’ye gittik... Sen kendi çocuklarına beş yıldızlı otellerde düğün yaparken, o kadını çadırda görmek seni sıkmıyor mu? Tüm taşeron işçilere sesleniyorum, sizin eviniz CHP’dir. Çünkü biz emekten, üretenden yanayız. Yiyicilerden yana değiliz. Taşeron işçilerimiz Zonguldak’ı unutmasın. Orada ölenler de taşeron işçilerdi. CHP iktidarında hiçbir işçi taşerona emanet edilmeyecek. Kadrolarını vereceğiz, çalışacaklar. Çünkü biz emekten yanayız.”

Kılıçdaroğlu CHP yönetimine geldiğinden beri, yani aylardır benzeri sözler söylüyor ama uygulama yok! İzmir Kent AŞ işçilerinin, kadrolu olarak işe geri alınacağı açıklanmıştı, henüz bir gelişme olmadı. İstanbul’da CHP’li belediyelerde, binlerce taşeron işçisi, en kötü koşullarda, sendikasız, çalışmaya devam ediyor. Hemen kadroya alınmaları önünde yasal bahaneler ileri sürülse dahi, örneğin sendikalı yapılabilir, ücretleri arttırılabilir, çalışma koşulları iyileştirilebilir. Ama laftan öte bir uygyulama yok!

Üstelik, CHP’nin doğrudan etkisi olacağına, Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinden sonra, evine yakın bir sağlık ocağında sözleşmeli olarak işe geri dönen, Paşabahçe Devlet Hastanesi işçisinin durumu örnektir.

Daha önce küçük “müteahhitler partisi” olarak -ki en çok taşeron işçileri onlarda- nitelendirilen CHP, nasıl “emekten yana” parti olacak?

Aslında CHP’nin bu yaptığı, sosyal demokrat bir partinin temel görevidir. Umut yaratıp emekçileri kendine çekmek ve oyalamak.

Bunu geçen ay görüştüğü Avrupa Birliği yöneticilerine, TÜSİD’lı büyük patronlara, işçi düşmanı kararları çıkaran Kemal Derviş’e anlattı, onlardan icazet aldı.

Emekçiler, 1970’i yıllarda temel olarak CHP ve sonra da DYP ile oyalandı. 1970’li yıllarda Ecevit’in CHP’si “ortanın solu” iddiasıyla öne çıkıp, emekçileri oyaladı ve sonra da generalere ezdirdi. Askeri darbenin baskısı biraz azaldığında ise 1990’lara gelinmişti ve piyasaya Özal’ın ANAP’ı çıktı. “Çankaya’nın şişmanı, işçi düşmanı” Özal ve partisinin gerçek yüzü bir süre sonra ortaya çıktı. 2000’li yılların çoğu AKP’nin sözde “kimsesizlerin kimsesi” olma kandırmacasıyla geçti. Eğer emekçiler, önümüzdeki onyılların, yeniden CHP ya da başka bir partinin umutları yıkmasıyla geçmesini istemiyorsa, kendi hakları ve sorunları için örgütlenmek ve doğrudan mücadele etmekten başka yol yoktur. (05.11.10)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2010  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 149 - 5 Kasım 2010  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?