Sinif Mucadelesi

Büyük güçlerin kavgasında küçük piyonlar

Perşembe 24 Haziran 2010

Aralarında Türkiye’den kalkan birinin de yer aldığı, Gazze’ye yardım götüren altı gemiye, İsrail ordusu askeri saldırı düzenledi. Ölenler ve yaralananlar oldu. Bu son olay, bizzat başbakanın konuşmalarıyla tırmandırılan, İsrail-Türkiye arasındaki siyasi gerginliği bir üst aşamaya taşıdı.

Bu gerginliği, basitçe, hükümetin Filistin’deki Müslümanların öldürülmesini karşı çıkışı olarak açıklamak saflık olur. Nitekim ABD ordusu neredeyse her gün Irak’ta aynı şeyi yapıyor ama tek protesto sözü edilmedi. Sudan’da, Afganistan’da ve dünyanın başka bölgelerinde, masum insanlar katlediliyor.

Türkiye ve Brezilya’nın arabuluculuğunda imzalanan, İran’la nükleer takas anlaşması, basına yansıdığı gibi ABD yönetimi tarafından eleştiriliyor. Anlaşmanın açıklandığı gün, ABD yönetimi, Birleşmiş Milletler’de, İran’a yaptırım paketini tartışmaya açtı. Aslında, medyada tam aksine, anlaşmanın ABD yönetiminin gizli desteğiyle imzalandığı haberleri de yer aldı.

Elbette ki gerçeklerin ne olduğunu bilmek mümkün değil. Çünkü ne hükümetler ne de medya, gerçeği açıklamıyor. Ancak şundan emin olmak mümkündür: Tüm hükümetlerin birden fazla planı var, biri olmazsa diğerini devreye sokar, uygulayabildiklerini uygularlar. Askeri saldırı, olmazsa ekonomik saldırı, rüşvet, siyasi oyunlar arka arkaya devreye girebilir.

Başbakan, İran’la yapılan anlaşmanın ardından, İran’ın nükleer tehlike olmaktan çıktığını ama İsrail’de nükleer silah olduğunu açıklamış ve bu açıklama gerginliği daha da arttırmıştı.

Hükümet, haklı olarak İran’da bir savaşın olmasını istemiyor. Bu nedenle de dikkatleri olası tehlike ilan edilen İran’dan, gerçek tehlike olan İsrail’e çekiyor. Nitekim İsrail yönetimi, İran’ın tüm şehirlerini vuracak güçte nükleer silahlara sahip denizaltılarını İran açıklarında bekletiyor.

Hükümetin, izlediği siyasete medya desteğini güçlendiriyor. Yardım konvoyuna katılan İHH isimli dernek, daha çok yurt dışında çalışan ve geçmişte Refah Partisi ile de bağlantılı olan bir dernek. Hatta Avrupa’da Bosna için topladığı yardım paralarını Refah Partisi’ni aktarmakla suçlanmıştı. İşte bu dernek üyeleri, gazeteci ve televizyoncularla birlikte, İsrail askerleri inip gemidekileri öldürürken kuran okuyarak, sözde masumiyetlerini kanıtladılar. Güya İsrail’in haksızlığını dünyaya gösterdiler. Sanki İsrail, 1947’den beri Filistinlilere karşı haksızlık yapmıyormuş gibi!

Türkiye, uzun yıllardır, İsrail devleti ile askeri ve ekonomik anlaşmaları, işbirliği olan bir ülke. AKP hükümeti, iki dönemdir iktidarda ve tek bir anlaşma iptal edilmediği gibi birçok anlaşma yenilendi. Hükümet yetkilileri, protestolarını açıklıyor ama daha önceden olduğu gibi somut hiçbir adım atmıyorlar.

Ortadoğu’da büyük çıkarlar söz konusu. Tüm dünyayı sarsan ekonomik kriz, en küçük çıkar ilişkisini daha değerli kılarken, bu seviyede önemli bir bölgenin, Türkiye veya İsrail gibi hükümetlerin kararlarıyla yönlendirilmesini düşünmek bir hayaldir.

Filistinlilerle ilgili samimi duyguları olanların devreye girmesi hatta ölmeleri fazla bir şeyi değiştirmez. Hükümetler, onları kontrol eden büyük tekellerin başındakiler, zaman zaman siyasetlerini iyi niyetli veya yönlendirmiş kitleleri kullanarak da uyguluyorlar.

İsrail’in yaptığı katliam ilk değil. Bu yaşananların Filistin kitlelerinin sorunlarına ne kadarının çözülmesine vesile olacak bilemiyoruz. Elbette düzenin bekçisi politikacılar, daha önce yaptıkları gibi kendi aralarında anlaşıp, yaşananları unutturmaya çalışmaları da mümkündür. (01.05.10)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2010  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 144 - 4 Haziran 2010  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?